Seçim sathı mahalline girdiğimiz bugünlerde elbette baş mevzu 24 Haziran seçimleri oldu.
Kimilerine göre erken, kimilerine göre de baskın seçim…
Hangisi olursa olsun 2 ay sonra sandık başına gideceğiz.
Şimdiden kimileri milletvekilliğini koruyup koruyamayacağını, aday olup olmayacağını, aday adayları da kendilerine ne kadar şans verileceğinin hesabını yapıyor.
24 Haziran’da olası sürprizler üzerine hesaplar yapanlarda var.
Yine olası bir koalisyon hesabını yapan, yine AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını, kimileri ‘HDP aşmazsa’ ile ilgili her olasılık üzerinden hesaplar yapıyor.
Dedik ya, buna siyasi hesaplar deniyor.
Ama unutulmaması gereken bir şey var.
Siyaset Türkiye’de farklı, Batmanda farklı.
Batmanlı sadece seçimden seçime kendilerini ziyaret edenleri, siyaseti bir amaç değil de araç olarak görenleri iyi analiz ediyor.
Batmanlı seçmen, aday adayı olup sonra bu kimliği kullananları, aday adaylığı sürecinde konuştuklarını tek tek not ediyor…
Bazen şans veriyor bazen de tokadı basıyor!
Yani hesabınızı yaparken Batmanlıların hesabını da unutmayın.
Çünkü bazen siyasetteki ince hesap ile Batmanlı seçmenlerin tercihi birbirini tutmayabilir.
GÖRGÜZÜLÜĞÜN DANİSKASI!
Sosyal medyanın insanların hayatını ele geçirdiği şu dönemde, kendini kanıtlama çabasındaki ezik, görgüsüz kişilerin yediği yemeği, giydiği elbiseyi, ziyaret ettiği zengin adamı sosyal medyada paylaşması kadar gayri insani bir davranış yoktur.
Biz sokaklarda top oynayarak büyüdük.
Sokağa elinde ekmekle çıkmak ayıptı, komşu çocuğu da görür de canı çeker diye.
“Yediğin içtiğin sana kalsın, gördüklerini anlat” derlerdi eskiler!
Ama günümüz cahilleri tam tersini yapıyor.
Bir sonraki adımı ise gittiği her yeri haritaya işlemek…
Daha sonraki adim ise tuvalet sonrası çekilen fotoğraf olabilir herhalde…
Nereye gittiğim, kimle olduğum, ne izlediğim, ne yediğim ya da fotoğrafım; bu yaşıma dek bir kere bile paylaşma ihtiyacı hissetmedim.
İnsanlar bu kadar mı muhtaç ilgiye alakaya.
İnanın bana hiç anlamam bu mantığı.
Bana kalırsa çok yazık öyle düşüncesiz insanlara.
Yemek yani bu, bir gurme ya da aşçı değilsen ne gerek var niye insanlar görmek istesin senin yediğin tatlıyı?
Lütfen biraz düşünceye davet ediyoruz.
Herkes sizin kadar şanslı olmayabilir.
Evet her yerde var, fotoğrafı reklamları bu yemeklerin ama bırakında bu onların ayıbı olsun sizde bu gaflete düşmeyin.