Son zamanlarda siniler gerilmeye başladı.
Birde seçim yaklaşınca iş daha da çığrından çıktı.
Sosyal medyaya bakıyoruz insanlar ayrımcılık ve gruplaşma içinde.
İlçelerde ve küçük yerleşim birimlerinde bu ciddi bir hastalık gibi.
En ufak bir siyasi farklılık tartışma sebebi olabiliyor.
Memleket yaftalılarla doldu taştı.
Şucu-bucu diye ayrılmamızın bir anlamı yok…
Ayrışma felaket getirir.
Bütünleşme, bir arada olma ise güçlü bir toplumu oluşturur.
400 bin nüfuslu bir kentte en az 20-25 farklı düşünen topluluk barınıyor.
Halbuki aldığımız nefes, yediğimiz, içtiğimiz ayrı ayrı bir kaderle çizilmiş ve önümüze gelmektedir.
Dil, din, ırk aynı, mezhep, kültür ve yaşam biçimi de neredeyse benzer.
Peki nedir bu “bu falanca görüşten, şu falan düşünceden”
Bizim bizden başka kimsemiz var mı?
Bakınız, komşu ülkeler kan ağlıyor. Namus, ekmek, su, hayat perişan halde.
Bizde böyle bir durum olsa ne yaparız, nereye kaçar nereye sığınırız?
İster sağcı, ister solcu, ister habizbini ister rışkotan, ya da ister bu cemaatten, ister diğer cemaatten ol…
Gideceğimiz yer aynı birbirine benzeyecek; mezar…
Bu nedenle bugün, hem Batman için hem de memleketimizin tümü için beraber yaşamaya, kardeş olmaya en az ekmek ve su kadar ihtiyacımız var…