Asgari ücretlinin artık geçinmeye değil ayakta kalmaya çalıştığını söyleyen Ekmen, satın alma gücünün her geçen gün eridiğini ifade etti. Gıda, barınma, ulaşım ve giyimin temel ihtiyaç olmaktan çıkıp lüks hâline geldiğini belirten Ekmen, yaklaşık 10 milyon kişinin asgari ücretle çalıştığını, buna yakın ücret alanlarla birlikte toplumun yarısının bu rakamdan doğrudan etkilendiğini söyledi.
“Asgari ücret artık taban değil, genel ücrete dönüşmüş durumda. Nitelikli ve niteliksiz emek arasındaki fark silikleşti. Maaşlar artıyor gibi görünse de asgari ücretlinin pazarda doldurabildiği fileler küçülüyor” dedi.
İki çocuklu bir ailenin tek maaşla geçinmesinin imkânsız hâle geldiğini vurgulayan Ekmen, okul çağındaki çocukların beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Kantin ve yemek fiyatlarını örnek göstererek, “Asgari ücretli ne yiyecek, ne içecek?” diye sordu.
Ekmen, geçmiş yıllardaki kayıplar telafi edilmeden yapılacak her artışın asgari ücretliyi yoksullaştırdığını belirterek, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıkladığı 33 bin 157 liralık asgari ücret teklifinin hesaplanmış, gerekçeli ve asgari bir rakam olduğunu söyledi.
Normale dönüş için liyakatli kadrolar, yolsuzlukla mücadele ve hukuk merkezli bir yönetim anlayışının şart olduğunu vurgulayan Ekmen, “Asgari ücret artışı doğru ekonomi politikalarıyla işvereni de çalışanı da koruyabilir. Bunun yolu günü kurtaran kararlar değil, kalıcı reformlardır” ifadelerini kullandı.