Dut ağacına tırmanıp meyveyi dalından koparıp koparıp yemenin keyfi, en çok onların yüzünde görülüyor.
Her biri adeta küçük birer maceraperest gibi ağacın en tepesine tırmanan çocuklar, elini uzattığı her dudu ağzına atarak mevsimin tadını çıkarıyor. Ne dikenli dallar ne de yükseklik onları durdurabiliyor.
“Çocukken hangimiz yapmadık ki?” dedirten bu sahneler, yazın habercisi olduğu kadar geçmişe dair tatlı bir nostaljiyi de hatırlatıyor.