Tek kişilik hanelerde gelirin en büyük bölümü kiraya ve konut giderlerine gidiyor. Aynı gelirle yaşayan kalabalık haneler masrafı paylaşabilirken, yalnız yaşayan biri için kira, fatura, aidat tek başına omuzlanıyor. Bu da yalnızlığı sadece duygusal değil, ekonomik bir yük haline getiriyor.
TÜİK verileri şunu ortaya koyuyor. Tek kişilik hanelerde barınma harcamalarının toplam harcama içindeki payı, çok kişili hanelere göre belirgin biçimde daha yüksek. Gıdadan kısılıyor, sosyal hayattan vazgeçiliyor ama kira ertelenemiyor.
Bu tablo özellikle büyük şehirlerde daha sert hissediliyor. Küçük evlere yönelim artıyor, 1+0 ve 1+1 daireler çoğalıyor. Ancak ev küçülürken kira küçülmüyor. Yalnız yaşayanlar için şehir hayatı her geçen yıl biraz daha pahalı, biraz daha dar hale geliyor.
İşin bir başka boyutu daha var. Yalnız yaşayanların önemli bir kısmı genç ve çalışıyor. Yani mesele sadece gelir yetersizliği değil, yaşam maliyetinin geliri geçmesi. Çalışan ama geçinemeyen yeni bir profil oluşuyor.
TÜİK’in rakamları bize net bir şey söylüyor. Türkiye’de yalnızlık artık sadece bir sosyal mesele değil. Aynı zamanda bir barınma ve geçim meselesi. Bu gerçek görülmeden yapılacak her konut ve sosyal politika, hayatın gerisinde kalmaya mahkûm.