<div>Adı ne olursa olsun.</div> <div>Marka bir cafe, ya da şık bir restaurant.</div> <div>Eğer bir bardak çay böyle yerlerde 2-3 TL arası satılıyorsa, yanındaki bir bardak su ile 5 TL’yi buluyorsa veee yine de insanlar böyle yerlerde tıklım tıklım akın ediyorsa…</div> <div>Hatta yer bulmada zorlanıyorsa ne diyelim?</div> <div>Bir toplulukta insanların bir kısmı “pahalılık var, geçinemiyoruz” diyorsa ve bu kazık yerlere de gidiyorsa söylediklerine ne kadar inanırız.</div> <div>Bir yakın dostumuz anlattı.</div> <div>Önceki akşam 3 arkadaş ile gittikleri bir cafede 8 çay ve 6 su için 40 TL hesap ödemişler ve o kafenin de tıka basa dolu olduğunu belirterek “ben artık insanların yoksulluk edebiyatlarına inanmıyorum. Elbette fakir ve yoksul insanlar var ama büyük çoğunluk geçim derdinde değil, sadece boş yere laflıyor” diye yorumda bulundu.</div> <div>Katılmamak elde değil.</div> <div>Bu hem israf, hem günah ve hem de söylenenlerle tezat bir durum.</div> <div>Yoksulluk edebiyatı ve iyi konuşmalarla bu iş olmuyor.</div> <div>Uygulama ayrı konuştukları ayrı.</div> <div>Böyle bir memleket dünyada az bulunur doğrusu.</div> <div>Kendinizi parçalarsınız, sonra geriye dönüp bakarsınız ki, arpa kadar yol ancak gitmişsiniz. Hele yoksulluk edebiyatıyla arpa kadar yol bile gidemezsiniz.</div>