“CEZAEVLERİNDE HAKSIZ YERE YATANLAR SERBEST BIRAKILMALIDIR”

28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler Batman İnisiyatifi, 28 Şubat ve FETÖ yargısının komplo ve kumpasları sonucu çeyrek asrı aşkın bir süredir cezaevlerinde olan ve mağduriyetleri hâlen devam eden mahkûmlar için Gülistan Caddesinde kitlesel bir basın açıklaması düzenledi.  Basın açıklamasına HÜDA PAR il teşkilatı, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, âlimler, bölgenin kanaat önderleri ve çok sayıda vatandaş destek verdi.  Basın açıklamasından önce bir konuşma yapan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının avukatlarından Rıdvan Yapıcıoğlu, mazlumlar için 28 Şubat'ın hâlen devam ettiğini söyledi.  Yapıcıoğlu, "28 Şubat'tan sonra yargının en üst mertebesindeki kişiler de dâhil olmak üzere kendilerine brifingler verilerek yargı yoluyla bu topluma bir kaftan biçilmesi istendi ve maalesef yargı mensupları tarafından da bu şahıslar hukukçu kimliğini unutarak, bu brifingler doğrultusunda hareket ederek hukuksuzlukları bizzat hukuk kisvesi altında gerçekleştirdiler. Bunun yansımaları hâlâ bizleri bir şekilde etkiliyor" dedi.

“BU SORUN ÇÖZÜME KAVUŞMALIDIR”

Terör örgütü üyesi kabul edilen FETÖ yargısının verdiği kararların yok hükmünde kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Yapıcıoğlu, "15 Temmuz'dan sonra hâkim ve savcıların neredeyse 3'te biri FETÖ'cü olduğu gerekçesiyle ihraç edildi. Ve bu hâkim ve savcıların verdiği hükümler bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışıldı, ancak maalesef bu sadece bir kesim için oldu. Eğer ki siz bunların bir terör örgütü üyesi olduğunu kabul ediyorsanız ve bu şekilde kendilerini yargılayıp en ağır cezaları veriyorsanız neden hâlâ onların Müslüman kardeşlerimiz için verdiği müebbet hapis cezalarını uygulamaya devam ediyorsunuz? Gerçekten 28 Şubat ve FETÖ yargısıyla yüzleşmek isteniyorsa bunun bir şekilde çözülmesi gerekmektedir." diye konuştu.

"ŞEYTANİ PLAN VE PROJELERİNE ENGEL GÖRDÜKLERİ İSLAMİ KESİME KUMPASLAR KURDULAR"

Daha sonra basın açıklamasını okuyan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileleri Batman İnisiyatifi sözcüsü Hüseyin Olam, 90'lı yıllarda başlayan ve 28 Şubat'la devam eden o karanlık dönemde emniyette, yargıda, orduda ve istihbarat teşkilatında örgütlenen, birçok kurumda gücü ele geçiren FETÖ ve Ergenekon  tipi karanlık yapıların, emperyalist güçlerle işbirliği içindeki çetelerin kendilerine, şeytani plan ve projelerine engel gördükleri İslami kesime, dindarlara yönelik büyük kumpaslar kurduklarını söyledi. FETÖ ve 28 Şubat cuntacılarının baskı ve kumpaslarının en çok bölge illerinde hissedildiğini vurgulayan Olam, "İslami camianın kültürel faaliyetlerle, irşat ve tebliğle halkı uyandırma, bilinçlendirme, aydınlatma çabasına tahammül edemediler ve iş birliği içindeki taşeron örgütleri İslami camianın üzerine saldılar. Birçok dindarı, suçu İslam'ı insanlara anlatmak olan birçok davetçiyi vahşice işkencelerle katlettiler. Kadın, çocuk demeden, özellikle bölge illerinde masum dindarların kanını döktüler" dedi. Basın açıklaması yapılan duanın ardından son buldu.