<div>Batman Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Mehmet Sıddık Çiftçi ile gerçekleştirdiğimiz samimi sohbette, ticaretin yalnızca alım satımdan ibaret olmadığını, aynı zamanda güven, kişilik ve toplumsal değerlerle yoğrulmuş bir hayat biçimi olduğunu bir kez daha gördük.</div> <div>Çiftçi’nin çocuk yaşta başlayan esnaflık serüveni, günümüz ticaret dünyasına ve gençliğin ruh haline dair önemli tespitlerle devam etti.</div> <h3><strong>TOPLUMUN VİCDANI DA YARA ALDI</strong></h3> <div>Batman Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Mehmet Sıddık Çiftçi, ticaretin sadece para kazanma işi olmadığını, aksine kişilik, güven ve toplumsal değerlerle iç içe geçmiş bir yaşam tarzı olduğunu vurguluyor. Henüz 12 yaşında başladığı çıraklıkla tanıştığı esnaflık hayatı, bugün onlarca kişiye istihdam sağlayan iki şubeli bir işletmeye dönüşmüş durumda. Ancak Çiftçi’ye göre, yıllar içinde değişen sadece iş hayatı değil; aynı zamanda insan ilişkileri, değerler ve toplumun vicdanı da yara aldı.</div> <div></div> <h3><strong>GÜVEN KAYBOLDU, ÇÜNKÜ HIRS BİZİ ELE GEÇİRDİ</strong></h3> <div>1977’de Gülistan Caddesi’ndeki o eski esnaf ortamını hatırlatan Çiftçi, o günlerin kanaatkâr ve güvene dayalı yaşam biçimini özlemle anıyor. Karpuz-ekmekle geçirilen öğle yemeklerinden, dürüstlüğün ustalık kadar kıymetli sayıldığı dönemlerden bahsediyor. Bugünse para kazanmanın kolaylaştığını ama esnafın manevi sermayesinin azaldığını söylüyor: “Toplumda güven kalmadı. Para her şey oldu ama ticaretin ruhu zedelendi.”</div> <h3><strong>GENÇLER MADDİYATLA KUŞATILDI, BİZ DE YÖN VEREMEDİK</strong></h3> <div>Bugünün gençliğine dair gözlemleri de samimi ve sarsıcı: “Bolluk içindeler ama mutlu değiller. Yarış atı gibi yetiştirdik ama iyi insan yetiştirmedik.” Teknolojinin nimetlerinin, değerlerle buluşmadığında nasıl bir boşluk yarattığını anlatan Çiftçi, maneviyat eksikliğinin altını çiziyor. “Ben şahsen maneviyatla ayaktayım” derken, esas gücün karakterde ve dürüstlükte olduğunu vurguluyor.</div> <div></div> <h3><strong>BIRAKTIĞIMIZ İZ ÖNEMLİ</strong></h3> <div>8 kardeşli bir ailede büyüyen, 8 çocuk babası olan ve çocuklarını hem okutmuş hem iş hayatına hazırlamış bir baba olarak Çiftçi’nin hikâyesi; sadece bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda toplumun değişen değerlerine dair bir iç muhasebe. İşletmesinde 30-40 kişiye ekmek kapısı sağlayan Çiftçi’nin mesajı net: “Mal mülk değil, kişilik en büyük sermayedir.”</div>