<div>Diyetisyen Nezan Hoşer, toplumda giderek yaygınlaşan ve özellikle genç bireyleri etkisi altına alan anoreksiya nevroza hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. </div> <div>Hem fiziksel hem psikolojik yönleriyle ciddi bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nevrozanın, tedavi edilmediğinde hayati risk taşıdığını vurgulayan Hoşer, bu hastalıkla mücadelede bireysel duyarlılık kadar toplumsal farkındalığın da büyük önem taşıdığını belirtti.</div> <div>Anoreksiya nevrozanın genellikle genç yaşlarda başladığını ve kişinin bedenini sürekli olarak olduğundan kilolu görmesiyle şekillenen bir bozukluk olduğunu belirten Diyetisyen Hoşer, “Kilo verme takıntısıyla başlayan bu süreç, zamanla bireyin tüm yaşamını etkisi altına alır. Aşırı diyet, kontrolsüz egzersiz ve yeme alışkanlıklarının bozulması gibi belirtiler, hem bedensel hem ruhsal çöküşe neden olur” dedi.</div> <div></div> <h3><strong>BELİRTİLERİ HEM BEDENSEL HEM RUHSAL</strong></h3> <div>Hastalığın belirtilerini “belirgin kilo kaybı, yorgunluk, saç dökülmesi, adet düzensizlikleri” gibi fiziksel; “özgüven eksikliği, kaygı, depresyon ve bozulmuş beden algısı” gibi psikolojik unsurlar şeklinde sıralayan Hoşer, bu bulguların ciddiyetle ele alınması gerektiğini ifade etti.</div> <h3><strong>“TOPLUMSAL BASKILAR VE MEDYA ETKİLİYOR”</strong></h3> <div>Hastalığın nedenlerine de değinen Hoşer, genetik yatkınlık, psikolojik faktörler ve çevresel etkilerin yanı sıra medya ve toplumsal baskının da önemli bir rol oynadığını söyledi. “Medyada pompalanan gerçek dışı beden algısı, özellikle genç bireylerde ciddi bir özdeğer krizine yol açıyor” diyerek bu konuda daha sorumlu bir yayın anlayışının benimsenmesi gerektiğini belirtti.</div> <div></div> <h3><strong>TEDAVİDE MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM</strong></h3> <div>Anoreksiya nevrozanın tedavisinde sadece tek bir yöntemin yeterli olmadığını, psikoterapi, beslenme terapisi, medikal destek ve grup terapilerinin birlikte yürütülmesinin şart olduğunu vurgulayan Diyetisyen Hoşer, şöyle devam etti: “Bilişsel davranışçı terapi ile bireyin düşünce kalıpları değiştirilmeye çalışılır. Diyetisyenler olarak bizler de sağlıklı yeme alışkanlıkları kazandırmak, porsiyon kontrolü öğretmek ve vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri doğru şekilde almasını sağlamakla görevliyiz.”</div> <h3><strong>“DESTEK GRUPLARI HAYATİ ROL OYNUYOR”</strong></h3> <div>Anoreksiya ile mücadele eden bireylerin yalnız olmadığını hissetmelerini sağlayan destek gruplarının önemine dikkat çeken Hoşer, “Bu gruplar, hastaların duygusal olarak kendilerini ifade etmelerine, benzer deneyimleri paylaşmalarına ve iyileşme sürecinde moral bulmalarına yardımcı oluyor” dedi.</div> <h3><strong>“FARKINDALIK EN BÜYÜK İLAÇTIR”</strong></h3> <div>Hoşer, “Toplum olarak anoreksiya nevroza hakkında bilgi sahibi olmak, bu hastalığın önlenmesi ve erken teşhisi için atılabilecek en değerli adımdır. Eğitim kurumlarında bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı, medya ve sosyal medya platformları sağlıklı beden algılarını desteklemeli, aileler çocuklarının bedensel ve duygusal gelişimlerine daha yakından ilgi göstermelidir. Anoreksiya, yalnızca kişisel bir sorun değil, toplumsal bir farkındalık meselesidir” dedi.</div>