LİYAKAT, İŞİN EHLİ OLANLAR…

Liyakat nedir?

-Şuan yaşanan- ‘az gelişmiş toplumlarda dalkavuklukla doğru orantılı bir iş…’

Ya da birisinin bi görevi hak ettiğini gösteren sıfat (bizde olmayan)

Batmanda resmi, sivil tüm kurumlarda, fabrikalarda, marketlerde, terzi’de…

“Bizden olsun çamurdan olsun” mantığı ile işin ehlinde olmadığı bir gerçeklik…

Adam işini iyi bilse bile ‘bizim cemaat, bizim tarikat, bizim parti, bizim aşiret, bizim köylü’ ile başlayan çağdışı, kör bir zihniyete kurban gider.

Burada böyle.

Bu yüzden kurumsallaşamıyoruz, gelişemiyoruz, üretemiyoruz.

Bizde güven yok, bundan dolayı da kolektif olamıyoruz, ortaklı yatırımlara yönelemiyoruz.

Yapılacak her işte, bakılması gereken “en birinci” şey.

Yöneticilerin, vazife verirken bakacağı ilk şey; vazife verilenin - siyasi görüşü ne olursa olsun- memur olduğu işe vaziyet edebilme kapasitesinin yeterliliğidir.

Liyakate, yani layık olmaya dayalı, bu ahlakı benimsemiş, çalışanın hakkını alabildiği, kayırmacılığın olmadığı bir toplumda, insanlar sisteme karşı bu güveni kazanmışsalar, daha çok çalışarak ve alanlarında dahi iyi olarak daha iyi yerlere geleceklerini bilirler ve daha iyi olmaya, daha iyisini yapmaya karşı motivasyon kazanmış olurlar.

Biz buna dönmedikçe adam olamayacağız.