Sevgili dostlar
Yaşlılarımız fırsat buldukça eski zor geçirdikleri günlerini bir anlatıp dururlar.
Bizde dinler gibi yaparız ama bir çoğumuz dinlemeyiz.
Ama ben dinleyen gruptaydım, onların anladıkları adlında yaşadıkları tecrübenin ta kendisi idi yani canlı şahitleri.
Bundan yıllar öncede dünyada ciddi virüsler hastalıklar baş göstermiş, bunlardan bazıları çiçek hastalığı idi biliyorsunuz, ünlü halk ozanımız Aşık Veysel’de gözlerinin kör olmasına beden olmuştu bu salgından bir çok insan ya hayatını kaybetti veya gözlerinden oldu.
Çiçek aşısını tam 18 yıl sonra buldu bilim adamları.
Ama bu süreçte bilhassa köylüler hasta komşularına yardım elini kesintisiz uzatıyor kah gözlerine merhem sürmüş kah yemeklerini getirmiş kah tarlasını sürmüş ekmiş hayvanlarına sıra ile bakılmış yani vicdanları rahatlatmış büyük bir sevapta kazanmışlardır.
Biz buna “vicdani mutluluk” diyoruz…
Babam Allah uzun ömürler versin yaşı bir hayli var diyelim, bu zor günlerde çocuk yaştaymış ve salgınların birinin bittiği birinin başladığı zor günleri yaşamış, bana da anlatır zaman zaman.
Babam sıtma hastalığından söz ederdi sıtma bilindiği üzere sivrisineksin bir bulaşı idi o zaman Gercüş kazasında yaşıyorlarmış, merkezde ve sıtma olmayan yokmuş sıtma öyle bir hal almış ki insanlar ateş içinde nöbet geçirir ve yaşlılar bunu kaldıramaz vefat ederlerdi.
Gençler ve orta yaşlılarda sıtma nöbeti gelince tarlaya gidemez evde kalmaları gerekiyordu bu yüzden tarlalarına komşuları sıra ile gider budar, sular işte bağ bozumu zamanı komşular toplanır, pekmezler hazırlanır buğdaylar pişirilir salçalar yapılırmış yani kimse kendini yalnız his etmezmiş tam bir kenetlenme yaşanırmış.
Yok “bu hasta aman uzak duralım” gibi bir düşünce yokmuş, ha komşu ha kardeşiniz bu gün ona yarın bana gark etmiyordu tabi derdi babam.
Beş yıl sonra sıtmaya bir hap bulunmuş ve bu salgından insanlar kurtulmuş.
İşte cibinlik ( eskiden taht ve yatakların etrafına çekilen kapalı tül)
Böylece hayatımızdaki yerini almış insanları sivri sinekten korunmuş.
Yani vicdani mutluluk devam ediyordu.
Sonra babam ülkemizde büyük bir kıtlığın baş gösterdiğini ve insanların çok çaresiz kaldığından söz ediyor, bu kıtlık çok uzun sürmüş, insanlar bırakın buğdayı arpayı bile bulamıyorlarmış ve bu yüzden insanlar dağlardaki otları ( şimdiki beğenmediğimiz dağ yeşilliklerini )kaynatıp yemek yapıyor ve bazıları zehirli bazıları da tifo denen başka bir virüsü ortaya çıkarmış.
Tifo adeta Gercüş’ü kırıp geçirmiş öyle bir yayılmış ki, öyle bir vefatlara yol açmış ki vefat edenleri gömecek sağlam adam bile bulamıyorlarmış.
Askerler deveye alınmış ve askerler cenazeleri gömmeye başlamış.
Tifonum ilacı aşısı da yıllar sonra bulunacak ve o zamana kadar bir çok insan hayatını kaybedecekti.
Yani dünya üzerinde her aman bir musibet ortaya bir şekilde çıkmıştır.
Günümüzün hastalıkları olan bir çok virüs var, bir çoğunun halen aşı ve ilacı da yok.
Dünyanıza sert bir giriş yapan kovid -19 yani nam-ı diyar Corona virüsü, nerdeyse yaşam tarzımızı yerinden sarstı.
20 .yy olmamıza rağmen bu hastalık bizi kırdı geçirdi yaşlılarımızı sevdiklerimizi hayattan kopardı.
Hastaneler hastalarla doldu taştı, bir çoğu insani yardım bekliyor bunların başında da hastalığı geçirmiş kişilerin antikoruna yani plazma kana ihtiyaç duyulmakta, Batman'da bu kana yoğun bir ihtiyaç var, kiminin annesi kiminin babası kiminin halası kiminin teyzesi yani bizim ailemize sevdiklerimize komşularımıza yardım etmek bizi vicdanen mutlu edecektir, kan vererek birinin hayata tutunduğunu bilmek en büyük mutlulukların başında gelir.
Kan vermek aslında vücuda yardım anlamıma da geliyor zira kan kendini yenilemek için çaba sarf etmekte kanı idrar yolu ile bir şekilde atmakta ama düzenli kan veren bir insan için bu sorun ortadan kalkmakta, vücut kan temizlemek için daha az çaba sarf etmekte bu yüzden kan vermek insanı daha sağlıklı ve ruhen daha mutlu eder.
Toplum olarak kenetlenme zamanıdır, tıpkı eskilerin yaptığı gibi” komşum hasta selamı keselim” değil “komşum hasta ona nasıl yardım edebilirim” fikri ve düşüncesi dağa doğru ancak böylelikle bu virüsü ruhen ve bedenen yenebiliriz, birbirimizden kaçarak bu hastalıktan kaçamayız kendimizi kandırırız!!!
Ama sosyal mesafeye ve yakınlaşmamaya dikkat ederek, maske ve bol bol elimizi yıkayarak yani korunarak insanlara rahatlıkla yardımcı olabiliriz.
"Komşu komşunun külüne muhtaçtır "
Batman' da bir çok kişi Corona’yı geçirdi ve antikor plazma verebilir yani bir ünite kan vermek hepsi bu büyük bir kurtuluşun altına imza atacak bu insan için büyük bir adım insanlık içinde.
Korkularımıza yenik düşersek korkularımız bizi ezip geçecek korkularımızla savaşmalıyız yenme yollarını bulmalıyız, bu da birlik ve beraberlik gerektiriyor, dedim ya bugün bana yarın sana yani kimin başına ne gelecek belli değil yardımlaşma ve sağduyu şart para pul bir yere kadar ana gerçek bir yardım eli gelene kadar sizi kollar güvende tutar.
Vicdani mutluluk gibisi yok.
Allah yar ve yardımcımız olsun
Hoşça kalın ..