TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN AYAK SESLERİ “İNTİHÂR”
Değerli dostlarım! Maalesef memleketimizde yine intihar vakaları konuşulmaya başlandı. İntihar, aslında hem ruhsal hem de itikadi anlam ciddi bir sorunun sonucudur. İntihar, sonucu gerçekleşen ölüm oranları, bazı ülkelerde diğerlerine nazaran daha yüksektir ve intihar, ölüm nedenleri arasında dünya çapında dördüncü sırada yer almaktadır. Bizim toplumumuz özelinde ise intiharın farklı nedenleri ve saikleri vardır. Söz gelimi, bunlar aile bağlarının zayıf olması, sevgisizlikten, yoksulluktan, işsizlikten, taklitten, yüz kızartıcı suçlardan, bazen de geri dönüşü olmayan hatalardan, toplumsal kurallardan vs. intihar bireysel olarak değerlendirilse de intihar sonucu yaşamını kaybeden fertlerin yakınları da yaşadığı ruhsal acının etkisiyle psikolojik çöküntü yaşamaktadırlar.
Değerli okuyucularım! Şüphesiz insanın hayatında sorunlar ve sıkıntılar olacaktır. Ancak bu sorun ve sıkıntılarla hem bireysel hem de toplumsal anlamda mücadele edilmelidir. Toplumsal mücadelede en önemli hususu bireylerin birbirine merhamet ve şefkatle muamele etmeleri ve sorunları olan kişiye yardım eli uzatmaları ile olabilir. Amerika'da yaşayan 85 yaşındaki Milton, evinden çıkıp 2 km yürümüş ve köprüye geldiğinde kendini aşağı atarak intihar etmişti. Arkasında bıraktığı kâğıda şöyle yazmıştı: "Eğer yolda biri bana gülümseseydi, intihar etmeyecektim!"
Değerli dostlarım! Yaşamlarımız Yüce Allah tarafından bize bahşedilmiş bir hediyedir. Dinimizce intihar haram sayılmıştır. İntihar etkili kaçış olarak görülse de imanın intiharın önlenmesinde etkisi büyüktür. Müslüman, intiharı düşünmemelidir. Çünkü intihar, bir çare, bir kurtuluş değildir.
İntihar düşüncesi olan insanları intihardan döndürmek için bireyin intihar düşüncesi hakkında dürüst olunmalı ve onunla rahatça konuşulmalıdır. Ona, intiharın haram olduğunu ve Allah'a olan güvenlerini koruma ve O'na sığınma yolunu seçmelerini önerebiliriz.
Sonuç olarak, intihar riski yüksek olan kişilere destek sağlanabilmesi çok önemlidir. Bu alanda yapılabilecek önlemlere devletlerin de içinde yer aldığı, ruh sağlığı çalışanları, eğitimciler, medya, aile, arkadaşlar desteğinin sağlanmasına yönelik çabalar da eklenebilir. Bir metafor kullanarak bitirecek olursak yaşamak için umudu olanın, gövdesi kurusa da dalı yeşermesi amacıyla sorumluluklar yüklenirse kendini koşulların kurbanı olarak görmez, yaşamak için bir sebebe yapışır. “Kim, birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir. (Mâide Sûresi 32)” ayeti kerimesince; insanlara bir el, bir umut ve teselli olmak umuduyla kalın sağlıcakla.