Sevgili okur… Batmanda insanların eleştiriye açık olmadığını, yanlışı kabullenmediğini bildiğimiz için genelleme bir yazı türü ile gözlerinizi yormak istedik…
Klasik her şey sıkıcıdır.
Gönülden gitmediğiniz bir taziye, mecburi akraba, eş ve dost ziyaretleri, bayramlaşma ritüelleri gibi hayatımızın içinde gönülden yapmadığımız her şey.
Eğer gönülden gelmiyorsa yapmayın efendiler.
Eğer bayramda sahte gülücükler ile yanaşıp bayramdan sonra aynı olacaksanız bayramı kutlamayın…
Ailede kardeşinize zulmetmişseniz bayram namazına gitmeyin.
Paranız varsa ve borcunuzu ödemiyorsanız bayramı kutlamayın.
Sapasağlamsanız ve midenizdeki gaz yüzünden oruç tutmama bahaneniz varsa bayramı kutlamayın.
Burada dindar, sahil kentinde turistlik yapıyorsanız bayramı kutlamayın…
Yetimi umursamıyorsanız,
Dedikodu ve gıybet ağzınızdan eksik olmuyorsa,
Zekat ve sadaka size vermek ağır geliyorsa ve her türlü kötülükte cömert iseniz,
Anne ve babanızı kırıyorsanız,
Çocuklarınıza ve eşinize kötü davranıyorsanız,
Yalan, hainlik, bencillik, bedavacılık, yalakalık varsa…
Canınız sıkıldı değil mi?
Maalesef, bu kötü hasletler yayıldıkça yayılıyor…
İnanın iyi ahlak yoksulu haline geldik.
NERDE ESKİ BAYRAMLAR, NERDE DEVRİMCİLER, NERDE DİNDARLAR?
Nerde eski Batman, nerde eski Batmanlılar, nerde eski devrimciler, Komünistler, dindarlar, ava adamları…
Nerde eski esnaflar, nerde eskiler, hep eskiler.
Bazen çevreyi gözlemliyoruz ve “Batman nereden nereye…” il e başlayan sözlerimiz, “eskiden insanlar böyle değildi, devrimcisi, dindarı…” ile sürüp gidiyor ve bu zamanın kötülükleri hakkında örnekleri çoğalttıkça çoğaltıyoruz.
“Nerde eski bayramlar?”la yazımıza da sohbetimize de devam ediyoruz…
Bayram; tatile gitmek değil, ziyaret etmek demekti.
Bayramda anane, babaanne demek, şeker yerine küçük yeşil elmalar demekti.
Aynı kıyafetlerle bayrama girilmezdi mesela, çünkü bayram; yeni ayakkabılar demekti evvela...
Sabah erkenden kalkılır, bayramlıklar giyilir, ailecek bayramlaşılır, sofraya oturulurdu.
Kahvaltı sofrasından kalkar kalkmaz, soluğu mahallede alırdı çocuklar...
Sokakta hazır beklerdi, parasıyla motosikletlere ve bisikletlere bindirenler, bayram salıncağı, gıcır gıcır sesi duyuldu mu, koşar sıraya girerdi çocuklar.
Seyyar salıncaktan inen çocuklar, çatapat, kızkaçıran cephanelerini toplar, sokaklarda "fiiçuuuyyyvv" sesleri yankılanırdı.
Pamuk helvacı, kağıt helvacı, baloncu, elma şekerci, macuncu beklerdi her sokağın başında...
Seyyar fotoğrafçılar gezinirdi bayram yerinde. Yepyeni bayramlıklarıyla hatıra fotoğrafı çektirirdi insanlar..
Bayramdan günler önce atılırdı tebrik kartları, postaneler dolar taşardı.
Samimiyetsiz toplu bayram mesajlarından önce, el öpmeler vardı.
Kolonyalar doldurtulurdu mahallenin kolonyacısından.
Komşuda pişen mutlaka size de düşerdi.
Bayram da ekmek çıkmazdı; fırınlar, gazeteciler bile çalışmazdı. Tek bir gazete çıkardı; Bayram Gazetesi.
Eski anılarınızı gülümseyerek hatırladığınız; ama en az onlar kadar sevgi dolu bayramlar dileriz...