Yılın on iki ayından biri olan Ramazan ayına yetişme fırsatına sahip olduğumuz için, yüce Allaha şükürler olsun. Allah’ın kelamı Kuranı Kerimin bu ayda indirilmesi, ramazan ayının kıymetini daha çok artırmaktadır. Yılın on bir ayını kendi nefsimize, arzu ve isteklerimize ayırmaktan geri kalmıyor isek, bir ayıda Allah’ın istemesi doğrultusunda, razı olacağı şekilde, nefsimizin arzu ve isteklerine karşı gelerek geçirebilmeyi öğrenmeliyiz. Allah’u Teâlâ’nın benim içindir mükâfatını ben veririm dediği orucun hayatımızda çok önemli bir yere sahip olması gerekir.
Yüce Allah Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmaktadır: “Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar işte Allah bunlar için mağfiret ve büyük mükâfat hazırlamıştır…” Ahzab süresi
Oruç kişiyi kötülüklerden ve çirkinliklerden alıkoyan bir kalkandır. Allah’u Teâlâ Hangimizin kendisini temize çıkaracağını, günahlardan arınacağını sınamak için oruç tutmamızı emretmiştir. Eğer kendimize çeki düzen verir isek, kızgınlığımızda öfkemize sahip olabilirsek, affetmeyi başarabilir, gözümüzü haramdan sakındırabilirsek, açlık ve susuzluğun zorluğunu kavrayıp, Allah’ın verdiği nimetlere şükredebilir isek orucun anlam ve önemi ortaya çıkacaktır. Yoksa Allah’ın bizim aç susuz kalmamıza ihtiyacı yoktur. Ramazan ayı merhamet, şefkat, yardımlaşma, dayanışma, birbirimizin halinden anlama ayıdır. Hepimizin her duruma, her şekle girebileceğimizi idrak etme ayıdır. Şeytanların zincire vurulduğu bu ayı fırsat bilip ibadet ve iyi amel konusunda zirveye ulaşabilmek için büyük çaba sarf etmeliyiz. Mümkün olduğu kadar zengin olsun fakir olsun oruçlu olanları iftar ettirmeye özen göstermeliyiz. Yüce Allah’ın üzerimize rahmet ve merhamet yağdırdığı bu ayda bizler de birbirimize merhamet edelim.
Zeyd İbni Halid El- Cüheni radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre peygamberimiz(s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır, oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez”
Şunu iyi kavramalıyız ki orucun anlamı aç ve susuz kalmak değil, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Allah’ın verdiği sayısız nimetlerin farkına varıp şükretmeyi artırmaktır. Aç ve susuz kalınca açlık ve susuzluğun zorluğunu görüp açların halinden anlayabilmektir. Mevki makamımız ne olursa olsun mütevazı ve alçakgönüllülükte sınır tanımamaktır.