2018, 2.Batman Kitap Fuarına, ilk eserim olan Kuru Pınar'ın ilk baskısını yapan yayınevi de katılmıştı. Bir eser üretmenin heyecanıyla, fuar havasını solumanın keyfiyle hemen hemen her gün fuara gidiyor birkaç standı dolaşıp kitapları inceliyor daha sonra kitabımı yayımlayan yayınevinin standına geçiyordum.
Okuduğum yıllarda Batman'da okuyan kız çocuğu sayısı çok azdı. İlkokulda, okulumuzda altmış yetmiş mevcutlu sınıflarda sekiz on kız vardı. Bu sayı orta okulda daha da düştü. Lisede ise yok denilecek kadar azdı. Lisede elli altmış mevcutlu sınıflarda üç dört kız olurdu. Hatta bazı sınıflarda bir ya da iki kişiydi. Bir sınıfta altı yedi kız oldu mu ‘o çok kız olan sınıf’ diyorduk. Batman Meslek Yüksek Okulu’nda okurken de sınıfta tek kız bendim.
Üniversite yerleştirme sonuçları bir sonraki gün açıklanacaktı. Ben de bir gün önceden gazete bayisine ertesi günü için bana gazete ayırmasını söylemiş ancak almaya gittiğimde gazete kalmamıştı. Gazete satışı yapılan diğer yerlere de gittim maalesef oralarda da yoktu. Böylece gazete alamadan eve döndüm. Sınavları, sınav başvuruları, yerleştirmeleri kısacası her şeyi gazeteden takip ediyorduk. Gazete bulamayınca bir üniversiteye yerleşip yerleşmediğimi öğrenemedim.
Annemle birlikte kışa hazırlık işlerinin yoğunluğundayken babam yanı başımda belirdi, “Kızım, Zeki Hoca-Lisede İngilizce dersimize giren Zeki Ekinci- aradı. Burada Meslek Yüksek Okulunda bir bölüm kazanmışsın, kayıt işlemlerinin son günü de bugündür. Hemen git kaydını yaptır, gerekli evrakları orda sana söylerler,” deyip gittiğinde saat 16.00 idi.
Tedarikliydim, kayıt için istenilenleri az çok tahmin ediyordum, dosyamı hazırlamıştım, alelacele hazırlandım, dosyamı alıp koşar adımlarla Meslek Yüksek Okulu’na gittim. Kayıt işlemleri bittikten sonra Zeki Hocaya beni haberdar ettiği için teşekkür edip, “Hocam, sınıfta benden başka kız var mı?” dedim. “I am sory.” dedi.
Zeki Hocama buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
Sınıfta benden başka kızın olmamasına canım çok sıkıldı. Ailemin bir sıkıntı çıkarmayacağını biliyordum fakat çevrenin bu konuda ailemi ne çok rahatsız edeceğini az çok tahmin ediyordum. Bu düşüncelerle eve vardım. Babam, akşam eve geldiğinde, “Kaydını yaptın mı kızım?” dedi. “Evet, yaptım. Yaptım yapmasına ama okula gidip gitmemekte kararsızım.”, “Neden kızım?”, “Sınıfta tek kız benim.”, “Olsun... Sen edebinle gidip geldikten sonra sınıfta başka kızın olup olmaması bir sorun değil ki. Sen oku!” dedi.
Okul bitti, vekil öğretmen olarak hem ilkokullarda hem de bir ortaokulda çalışmaya başladım. Sınıflardaki kız öğrenci sayısının artışına ne çok sevindiğimi anlatamam.
Derken yıllar sonra, okuduğum yıllarda Batman’da çok az akranımın, hemcinsimin benim kadar şanslı olduğunun farkındalığıyla stantta oturmuş fuara gelenleri izliyordum. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı fark etmeksizin gelen her ziyaretçiye seviniyordum ama kızların çoğunlukta olmasına daha çok seviniyordum. Kız çocuğunun bilinçli olması demek bilinçli nesillerin yetişmesi demektir.
Fuara beklediğimden çok ziyaretçi geldi. Bunu fuara katılan yayınevlerinin çalışanları da söylüyorlardı. “Birçok yere göre çok çok iyi.” diyorlardı.
Tabii gelenlerin hepsi kitap almak için gelmiyordu. Kimisi bir tur atmak, kimisi kitapları incelemek kimisi de hem kitapları incelemek hem de beğendiği kitabı almak için geliyordu, dalga dalga insan seli akıyordu. Bu sadece bir gün değil her gün böyleydi sonraki yıllarda da kitap fuarına büyük bir ilgi vardı.
Fuarda en çok hoşuma giden şu oldu. On üç on dört yaşlarında bir kız çocuğu altmış beş yetmiş yaşlarındaki babaannesinin elini tutmuş stantları dolaşıyorlardı. Az sonra bulunduğum standa geldiler. Babaanneyle kısa bir sohbet ettik. Kadının okur-yazarlığı yoktu. Kadın sosyal biriydi, konuşmalarından hemen belli oluyordu. Kadın, “Kızım, hangi kitabı almak istiyorsan al. Bak param var.” dedi torununa. O an ilkokula başladığım ilk zamanlarda bir tanıdık kadının babaanneme, “Bu çocukları ne diye şeytan okuluna gönderiyorsunuz?” diyen sözleri aklıma düştü.
Torununun elini tutup kitap fuarına gelen babaanneyi ne kadar takdir etsem azdır.
Kitap fuarı okuyucu için, birçok yayınevinin kitaplarını incelemek, almak ve birçok yazarla bir araya gelmek için güzel bir fırsattır. Bu yazar için de aynıdır, hem kendini tanıtma hem de eserini tanıtmak adına.
Bu yıl da kitap fuarına hem bir okur hem de bir yazar olarak katılacağım.
Bir kitap bir kapıdır. Her açılan kapı ayrı bir dünyadır düşüncesiyle tüm stantları dolaşıp kitapları incelemek için fuarın açılmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Kitap okumak aydınlığı karanlığa tercih etmektir.
İnsanlık yararına bildiklerini paylaşmak insani bir görevdir şiarıyla yazmaya karar verdim.
Mehmet ve Meliha’nın ince duygularında “Kuru Pınar”, kenar bir mahallede yaşayan bir kız çocuğunun çabalarında ise “Umut İpiltileri” Batmanlı yazarlar standında yer alacaktır.
Kitap fuarında buluşmak üzere kalın sevgiyle.