Geçtiğimiz Cuma günü Diyanet İşleri Başkanımız Prof.Dr. Ali Erbaş’ın ‘zina ve eşcinsellik’ ile ilgili verdiği hutbede, akabinde Diyanet İşleri Başkanımız sayın Erbaş’a yönelik saldırılar son günlerde en çok konuşulan gündem haline geldi. Dini duyguların pekiştiği, ibadetlere özen gösterdiği bu Ramazan ayında lanetlenmiş olan Eşcinselliği savunan kesimlere yönelik ülkemizde tepkiler bir yandan çığ gibi büyüyor. Diyanet İşleri Başkanımız Prof.Dr. Ali Erbaş’ın Kuran-ı Kerimi referans alarak verdiği hutbenin gerçekliğin ta kendisi olduğunu ifade eden Uluslar arası Sağlık Eşitliği Derneği Genel Başkanı ve sivil toplum aktivisti-siyasetçi Osman Bağaç “dünyanın en iğrenç yaşam tarzı olan ‘eşcinselliği’ masumane gösterip, Diyanet İşleri Başkanımız üzerinden Allah’ın dinine, Milletimizin ve devletimizin inancına hassasiyetine dil uzatanları kınıyorum” dedi.
USED Genel Başkanı Osman Bağaç, Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde zinayı ve eşcinselliği eleştiren sözlerinin suç olduğu gerekçesiyle İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nin Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmasına ve Ankara Barosu’nun hutbeyi eleştirerek kınayan basın açıklaması yapmasına bir anlam veremediklerini belirterek, bu iki kurumun uygulamasının ahlaksızlığı savunmak anlamına geldiğini, bunun da kabul edilebilir bir davranış olmadığını belirterek basın açıklaması yaptı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın hutbe de söylediği sözlerin İslam dininin haram ve günah kavramları içinde olduğunu ve tüm dinlerin de bu tür ahlaksızlıkları kabul etmediğine dikkat çeken Bağaç, Kur’an-ı Kerim’de eşcinselliğin yasaklandığının belirtildiğini, dolayısıyla dinimizce yasaklanmış olan davranışların haram ve günah olarak kabul edildiğine dikkat çekerek “Üzülerek belirtelim ki bu iğrençliği savunmanın adı ‘özgür’lük olmuş. Bu iğrençliği masumane gösteren açıklamalar ve Diyanet ‘e yapılan saldırıları kınıyoruz” diye konuştu.
“BU HEZEYANA SESSİZ KALINMAMALIDIR”
Öte yandan Prof.Dr. Ali Erbaş’a yönelik tepkilerin odaklarına dikkat edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Osman Bağaç “insan haklarını savunanlar, özgürlükten söz edenler ve demokrasiden dem vuranların açıklamaları onların gerçek yüzünü gösteriyor” dedi. Özellikle zamanlama ve Kuran’ın hedef alınmasının manidar olduğunu belirten Osman Bağaç, ülkemiz ve bölge insanımızın tüm değer ve yaşam biçimine aykırı olan bu iğrençliği savunmanın bir hezeyan olduğunu belirtti. Bağaç “maalesef sözüm ona kendilerini Kürt Halkının temsilcisi olarak görenlerin bir kısmında da diyanet kurumumuza ve sayın başkanımıza saldırılar olmuştur. Kendilerine tekrar hatırlatıyoruz ,savundukları bu iğrençliği, her fırsatta milletimizin kutsal yaşamına yönelik bir projenin parçası olarak görüyor ve kınıyoruz. Ayrıca, Batmandaki sivil toplum örgütleri, kendilerini milletin temsilcileri olarak gören ,adalet hak ve hukukun tesisi milletimizin kalkınmasını şiar edinen tüm siyasilerimizi cesarete ve bu düşünceye karşı dik bir duruşa davet ediyoruz. Sessiz kalmak, hakkı savunmamak milletimize karşı bir ihanettir” ayrıca unutulmamalıdır ki, hakkın tesisi için çalışmamakla, batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur” dedi.