Son zamanlarda toplumumuzun kalbini kanatan bütün dünyada olduğu gibi Batman’ımızda da intihar vakalarının ciddi bir artış gösterdiği dikkat çekmektedir. Bu artış sadece rakamsal bir problem değil; aynı zamanda toplumsal, kültürel, psikolojik ve dini açıdan derin bir kırılmanın göstergesidir. Her intihar; bir annenin yüreğine düşen kor, bir babanın omuzuna çöken dağ, bir evin sönen ışığıdır.
İntihar sadece bireysel bir eylem değil aileyi, toplumu ve gelecek nesilleri etkileyen derin bir yıkımdır.
İslam’a göre insanın kendi canına kıyması kişiyi dinden çıkarmaz ancak alimlerin ittifak ettiği görüş bunun büyük günahlardan olduğudur. Kur'an ve hadislerde bu konuda son derece açık ve kesin hükümler yer alır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.” (Nisa,29)
Resulüllah (s.a.v.) intihar eden kişinin ahirette büyük azapla karşılaşacağını haber vermiş ve şöyle buyurmuştur: “Kim kendini dağdan atarak öldürürse, cehennem ateşinde ebedi olarak kendini aşağı atar. Kim zehir içerek canına kıyarsa, cehennem ateşinde ebedi olarak zehirini içer. Kim kendisini demirle öldürürse, cehennemde ebedi olarak o demiri karnına saplar.” (Buhari, Müslim)
İslam’a göre intihar etmenin büyük günahlardan sayılmasının nedeni insan’ın muhterem ve mukaddes bir varlık olduğu, kendisine verilen canın emanetçisi konumunda olduğu emanete ihanet etmek kul hakkı gibi büyük bir günah olduğu içindir. Sadece intihar değil aynı zamanda kişi bedenine zarar verebilecek her türlü tehlikeden koruması da yüce Allah’ın kendisine vermiş olduğu bir sorumluluktur.
İntihar çoğu zaman ümidi tüketen bir ruh halinin sonucudur. Umudun kalmadığını düşünerek çaresizlik duygusuna kapılan insan onlarca tercihi es geçerek umudun bittiğini zannedip en olmadık şeyi yapıyor. Oysa yüce Allah şöyle buyuruyor: “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”(Zümer, 53)
Belalar, imtihanlar ve musibetler hayatın bir parçasıdır. Bunlara karşı sabır ve sağlam bir irade göstermek kişiliğin karakteri ve imanın bir gereğidir.
Yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor: “Elbette sizi korku, açlık, mallardan eksilme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara,155)
Gazze’de yaşanan soykırım, açlık ve çaresizliğe rağmen intiharların olmaması Gazzelilerin sabır, tevekkül ve Allah’a teslimiyetine dayanmaktadır. Hayatın zorlukları karşısında iradenin zayıflaması, sabrın gösterilmemesi, psikolojik, sosyal, ekonomik, kültürel ve manevi boşluk gibi birçok faktör kişiyi o noktaya sürüklemektedir maalesef.
Bu faktörlerin dışında dünyada, ülkemizde ve özellikle Batmanımızda direkt veya dolaylı olara kişiyi o duruma sevkeden faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz; Kişinin maneviyat olarak giderek boşluğa düşmesi, ahlaksızlığın yayılması, Allah’a teslimiyetin ve tevekkülün zayıflaması, Sosyal medya ve dijital dünyanın girdabında kaybolup kontrolü elden kaçırması, duygusal yanlızlık, sanal kumar, sanal oyunlar, ekonomik sıkıntılarla boğuşmak, tefecilerin ve faizin kucağına düşmek, esrar ve uyuşturucu maddeler, dizi ve sinema sektörünün aşıladığı duygu yoğunlukları, dizi ve sinema sektörünün aile yapısını yok eden yayınlar yapması yer alır.
Araştırmalara göre en çok intihara sebebiyet veren durumların başında aile içindeki boşanma süreçleri, şiddetli geçimsizlik, sosyal medya, aile baskısı, anne-baba ilgisizliği, aile içindeki iletişim kopukluğu, çocukluk travmaları, cinsel istismar, aile içi şiddet, aldatma veya aldatılma durumu, karşılıksız aşk, sosyal medya üzerinden kurulan sahte ilişki beklentileri, ailedeki ekonomik sıkıntılar, gençlerin ailede kendini değersiz hissetmesi, gençlerin özgüven kaybı, aileyi zayıflatan senaryolar, Nişan, düğün, başlık parası v.s yer almaktadır.
Bütün bunların yanında Batman’ımıza özel olarak değinirsek zikredilen maddelere ek olarak kanaatimce şunları sıralayabiliriz;
Yüzde seksen köyde yaşayan insanımız sosyal, ekonomik ve siyasal nedenlerle yakın zamanda il merkezine akın etmesiyle şehir hayatına entegre olmaya gayret etti ancak bu süreçte aile ilişkilerinden, komşuluk ilişkilerine kadar,ortak yaşam alanı olan apartman kurallarından trafik kurallarına kadar henüz tam adapte olduğu söylenemez. Ne şehirli olabildi nede köylü olarak kalabildi.
Bir önceki neslin genel olarak inanç veya atalarından aldıkları yaşam kültürü ile yeni neslin Hollywood kültürüyle yetişmesi ne yazık ki insanımızı kimlik ve aidiyet serencamında bunalım ve strese koydu.
Daha önce aile büyüklerinin kararıyla nikahları kıyılan hatta eşini dahi görmeden evlendirilen gençler buna razı olmasalar da takdir edilen karara teslimiyet gösterip mutlu olmaya çalışırlardı, nikahtaki ülfet, meveddet ve rahmet sayesinde eşler kısa zamanda birbirlerine alışır, ısınır ve aralarına sevgi tohumları yeşerirdi ancak aile büyüklerinin tecrübelerinden ve manevi öngörüsünden istifade etmek yerine kendi kültürü olmayan kültürleri benimseyen ve şehir hayatına entegre olmaya çalışırken Avrupa’ya özenen gençler bu teslimiyeti kabul etmeyip hayati bir meselede hislerine kapılıp karar vermekle sonrasında yaşanan anlaşmazlık neticesinde hayatlarını karanlığa sevkettiklerine şahit olmaktayız.
Gençlerin özellikle genç kızların çalışarak ekonomik olarak aile büyüklerinden bağımsızlaşması ve bunun neticesinde aileden parasal ve duygusal olarak kopması ilimizin de bir gerçeğidir.
Bizim milletimiz dinine, ailesine, geçmişine, değerlerine ve büyüklerine karşı saygılı ve bunları her zaman ve şartta koruyan bir yapıya sahipken zaman geçtikçe dizi, film, tiyatro ve sosyal medyanın şekillendirmesiyle dünyevileşen bir anlayışa evrilmeye başladı, bu durum aile reisi kavramını bertaraf ederek kişinin tek başına bütün sorunların üstesinden gelebileceğine inandırdı ancak her şeyin üstesinden gelmek pek mümkün olmadığı için nice hayatlar karanlık dehlizlere sevk oldu.
Kısa yoldan zengin olma hayaliyle tüm dünyada, ülkemizde ve Batmanımızda da dijital kumar ve bahise bulaşanlar tefecilerin eline düşmeye başladı, ekonomik özgürlük adı altında yok olan aileler kervanına Batmanlı insanımızda katıldı maalesef.
Kamu otoritelerinin raporlarına göre intihar vakalarının büyük kısmında madde geçmişi vardır.
Son zamanlarda ailelerinde duyarsızlığıyla Batman’ımızda bonzai, esrar ve metamfetamin kullanımında yükselişin olduğu aşikardır. Bağımlılık pençesine düşen gençler çareyi en olmadık şeyde arıyor oldular.
Bütün bunlar ve daha sayamadığım bir çok kişisel sebepler neticesinde bunalım ve depresyona giren gençlerimiz maalesef çareyi hayatına son vermekte buluyor halbuki gerçek anlamda Allah’a tevekkül etmek ve sağlam bir imana sahip olmakla her şeyin üstesinden gelinebilir.
Her şeye rağmen kadim toprakların modern şehri olan Batman’ımız cana yakın, sıcak kanlı ve dostane yaklaşımlarıyla kalitesi yüksek bir şehir olduğu herkes tarafından kabul görmektedir. Kimsenin bilerek ailesini üzmeye ve toplumu bununla meşgul etmeye hakkı yoktur.
Sosyal ve görsel medyanın toplumu şekillendirdiği ve insanda etkileşim yaptığı malumunuzdur intihar vakalarını gündemine almama yönünde karar veren Batmanımızın dijital platformlarından
“BATMAN BURADA” ekibine ayrıca teşekkür ederim.
Son olarak İslam, umut, merhamet, sabır ve dayanışma üzerine kurulu bir hayat inşa etmeyi emreder.
İntiharın önüne geçebilmenin yolu: İmanla güçlenen bir kalp, ahlakla korunan bir nesil, aile bağlarının güçlü olması, dayanışma ile direnen bir toplum oluşturmaktır. Namaz, dua, zikir ve Kur’an’la manevi boşluğumuzu doldurup hayatı anlamlı kılmak varken cana kıymak ne İslami nede insani bir eylemdir.