EĞİTİM-SEN: BU EĞİTİM POLİTİKASI GELECEĞİ TEHDİT EDİYOR

Raporda, hem yerel hem ulusal ölçekte eğitimde yaşanan yapısal sorunlara dikkat çekildi; eğitime dönük ideolojik müdahalelere ve sosyoekonomik adaletsizliklere karşı uyarılarda bulunuldu.

Raporun girişinde ekonomik kriz, yüksek enflasyon, işsizlik gibi etkenlerin eğitime doğrudan yansıdığı vurgulanırken, iktidarın neoliberal ve ideolojik politikalarının kamu hizmetlerini ticarileştirdiği belirtildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in meslek liseleriyle ilgili yaptığı açıklama örnek gösterilerek, "eğitim çırak-kalfa düzeyine indirgeniyor" denildi.

Kürt çocuklarının kendi ana dillerinde eğitim görememesinin, temel bir eşitsizlik olduğu belirtilen açıklamada, pedagojik ve toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda çok dilli eğitimin zorunlu hale geldiği vurgulandı. Seçmeli Kürtçe derslerinde yaşanan sorunlar, öğretmen atamalarındaki yetersizliklerle örneklendirildi.

Batman'da çocuk nüfusunun Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğu belirtilirken, çocukların temel ihtiyaçlara erişiminde ciddi eşitsizlikler yaşandığı ifade edildi. Açlık, yoksulluk ve eğitim harcamalarının aileler üzerindeki yüküne dikkat çeken Eğitim-Sen, “Her öğrenciye en az bir öğün nitelikli yemek ve su” talebini yineledi.

Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamasının çocuk emeğini sömüren, onları erken yaşta ağır iş koşullarıyla baş başa bırakan bir sisteme dönüştüğü ifade edildi. MESEM kapsamında yaşamını yitiren öğrencilerin sayısının artmasına dikkat çekilerek sistemin derhal sonlandırılması çağrısı yapıldı.

Raporun önemli bölümlerinden biri de okul türleri arasında oluşan “kastlaşma”ya ayrıldı. Sosyoekonomik düzeyin okullara doğrudan yansıdığı belirtilirken, imam hatip ve meslek liselerinin öğrenciler için çoğunlukla “zorunlu yönlendirme” sonucu tercih edildiği belirtildi. Batman’da sayısı 50’ye ulaşan imam hatip liselerine rağmen öğrenci sayılarının düşük olması bu yönlendirmeli politikanın altı çizilerek ifade edildi.

TYP (Toplum Yararına Program) yerine getirilen İUP (İşgücü Uyum Programı) kapsamında temizlik görevlilerinin düşük ücretlerle ve sigortasız çalıştırıldığı; bunun da okullarda temizlik krizine yol açtığı belirtildi. Ayrıca taşımalı eğitim, okul yemeklerinin yetersizliği, ısınma ve soğutma sorunları da detaylı olarak rapora yansıdı.

Seçmeli derslerde öğrencilerin özgürce tercih yapmalarının engellendiği, bazı derslerin dayatıldığı ifade edildi. Bu uygulamanın demokratik eğitim anlayışına ters düştüğü vurgulandı.

Batman'da görev yapan 10 bini aşkın öğretmenin kadro, ücret ve iş güvencesi açısından ayrıştırıldığı belirtildi. EBAP (Eğitimde Başarıyı Artırma Projesi) kapsamında öğretmen ve idarecilerin iş tanımlarının dışına çıkartıldığı, angarya işlerin dayatıldığı belirtildi. “İş barışı bozuldu, eğitim emekçileri baskı altında” denilerek Valiliğe çağrıda bulunuldu.

Bazı okul ve pansiyonlarda yıllardır süren su sorunu, öğretmen odalarının olmaması, kaloriferlerin çalışmaması gibi eksikliklerin hala devam ettiğine dikkat çekildi. Eğitimcilerin fedakârlıkla görevlerini yürüttüğü ancak bu özverinin istismar edilmemesi gerektiği ifade edildi.

1 milyona yakın atanamayan öğretmen olduğuna dikkat çekilen raporda, proje okullarına yapılan atamaların liyakatsiz ve keyfi olduğu savunuldu. “Ahbap-çavuş ilişkileriyle yapılan atamalar kamu yararına aykırıdır” denilerek, şeffaflık ve adalet talep edildi.