TAŞIMALI EĞİTİM MESELESİ
Taşımalı eğitimde Köy öğrenci servislerinin sözleşme maddelerine uymaları, kaç araç gerekiyorsa o kadar araçla taşıma yapmaları, gerekli denetimin yapılması yasal zorunluluktur.
Hal böyle iken servis araçlarına çok fazla öğrenci bindirilmesi, sabahın çok erken saatlerinde öğrencilerin okullara getirilip bırakılmaları ve okullar açılıncaya kadar dışarda bir saatten fazla bekletilmeleri (başka okullara taşıma için) meselesine kim el atacak?
Eksik servis aracı ile taşıma, öğrencilerin balık istifi ile seyahatleri illa bir trafik kazası yaşandıktan sonra mı kabul edilecek?
Kurallara uyan öğrenci servislerinin günahı nedir?
Öğrenci servislerini kimler denetliyorsa lütfen köyleri ziyaret edip, vatandaşları dinlesinler. İddiaları belgelemek çok kolaydır.
Halkımızı çocuklarına sahip çıkmaya ve her zeminde hak aramaya davet ediyorum.
KOMÜNİST BAŞKANI DESTEKLİYORUZ
Yıllarca yazdık çizdik, avcılık tamamen yasaklansın, canlı hiçbir hayvan öldürülmesin…
“Avcılık spor değil, katliamdır” dedik, her zaman demeye de devam edeceğiz.
Canı et çeken gidip parasıyla et alsın yesin, ama Allah’ın yarattığı canlıyı zevk için öldürmesin.
Yıllardır bunu haykırıyorum. Av komisyonları, zevk için hayvanları öldüren avcılara limiti açtığı gibi, para karşılığında ihale de açıyor. Amerika'dan ihaleye katılanlar gelip dağlarımız da geyik avlıyorlar. Kara avcılığı kanununun bu barbarca maddelerini meclise taşıyıp, karşı çıkacak babayiğit bir milletvekili aranıyor...
Yok mu zevk için hayvanları öldürenlere limit tanıyan yasayı tanımıyorum diyecek duyarlı bir vekil?
Bu konuda en somut eleştiriyi Tunceli Belediye Başkanı yani meşhur Türkiye Komünist Partili Fatih Maçoğlu yaptı.
“Silahlarınız ve köpeklerinizle defolun...” dedi
Bu nedenle komünist başkanı destekliyoruz, hem de sonuna kadar!
DAHA ÇOK ÇEKECEĞİZ
Bu ülkede herkesin;
Ekonomist, eğitimci, siyasetçi,sosyolog, psikolog, doktor, mühendis, veteriner, biyolog, din uzmanı, yönetişim uzmanı, filozof, filolog, arkeolog, tarihçi, hukukçu...
Bunca yerde olması bir tesadüf mü?
İşi ehline verme- liyakat birilerinin menfaati söz konusu olunca akla geliyor!
Bu gerçekliği, bu mantığı kullanmadığımız sürece daha çok çekeceğiz…