Lanetli diziye tepki

Lanetli diziye tepki

STK temsilcileri, kanaat önderleri ve eğitimciler, ABD merkezli dijital ahlaksızlık yayan Netflix’in Ramazan Ayının başında yayına süreceği “Osman” isimli cinsel sapkın karakterin olduğu diziye tepki gösterdiler. Eğitimci ve Kanaat Önderi Ramazan Keskin, bu tür filmlerle Aile kurumunun yok edilmesinin hedeflendiğini, dış güçlerin kadını kullanarak aileyi hedef aldığını ve bunun için her yola başvurduklarına dikkat çekerek, söz sahibi her kesimin bu ahlaksızlığa karşı çıkması gerektiğini belirtti. İmam Hatipliler Derneğinden Abdurrahman Taşkesen, Netflix kanalının toplumun ve gençliğin ifsadına yönelik çalışmalarını yaygınlaştırdığını, Türkiye’de bir buçuk milyon üyesinin olduğunu ve uzun vadede toplumun geneline sirayet edecek bir virüs etkisi yaratma riskini taşıdığına vurgu yaptı. Aile müessesini hedef alan bu tür çalışmalar hakkında sivil toplum örgütlerinin, kitleleri bilgilendirip harekete geçirmeleri gerektiğini söyleyen Taşkesen, “Toplum bunun masum bir işlem olmadığının farkına varmalı. Ama bizler buna sessiz kalır, buna karşı bir direnç göstermez, toplumun bilinçlenmesi noktasında bir gayretin içerisinde olmazsak emin olun bu girdap hepimizi boğar. Bugün belki Türkiye’nin bir milyon 500 bin aboneliği üzerinde bir sıkıntı yaratacak gibi duruyor olsa dahi uzun vadede bu toplumun geneline sirayet edecek bir virüs etkisi yaratma riskini taşımakta.” Olduğuna dikkat çekti.

“Amerika, nesli yok etmek için toplumu kadınla vuruyor”

Amerika’daki film şirketlerinin kadını kullanarak aileyi hedef aldığını belirten Eğitimci ve Kanaat Önderi Ramazan Keskin ise dış güçlerin aileyi yok etmek için her türlü yola başvurduklarına dikkat çekti. Keskin, şöyle devam etti: "Örneğin televizyonlardaki diziler hep gayri ahlaki ve aileyi bitirmeye yöneliktir. Ailenin temelini yok etmek için ha bire bu diziler kullanılıyor. Aile ne ise bir devlette odur. Aile reisinin görevleri olduğu gibi devletlerin ve hükümetlerin de görevleri vardır. Devletler ve hükümetler; insanların can, mal, akıl ve din güvenliğini sağlamakla mükelleftir ve bugünü yarına aktarabilmek için de nesil güvenliğine ihtiyaç vardır. Hükümetler ve devletler bunu yapmak zorundadırlar. Bugün başta olan hükümet, nesli korumakla ilgili görev yapmadığını görüyoruz. RTÜK diye bir kurum var ama bu RTÜK, televizyonlardaki dizileri, ahlaksızlığı görmüyor mu? Bununla ilgili bir tedbir alınmıyor. Hatta bununla ilgili Müslümanların zaman zaman tepkisi bile cezalandırılıyor. Bu dizilerin gözden geçirilip RTÜK tarafından takip edilmesi gerekirken görmemezlikten geliniyor. Elbette Amerika bunu bir fırsat biliyor, çünkü Amerika gerçekten büyük şeytandır. İnsanların en zayıf noktalarından birisi kadın olduğu için toplumu kadınla vuruyor. Şeytan bütün meselelerde kadını kullanarak tabiri caizse kadın maskesinin arkasına sığınarak toplumları yozlaştırmak, ahlaksızlıkları geliştirmek, nesli yok etmek için çaba sarf ediyor.”

“Yapılan ahlaksızlığa karşı söz sahibi her kesimin tepki göstermesi gerekir”

Yapılan ahlaksızlığa karşı söz sahibi herkesin tepki vermesi gerektiğini belirten Keskin, “Özellikle dernekler, vakıflar, cemiyetler, cemaatler, toplumun kanaat önderleri ve tüm duyarlı Müslümanların tepkilerini koymaları gerekir. Hükümet, RTÜK’ü uyarması ve halkı bilgilendirmesi gerekir ki toplum böylelikle bu hastalıktan ve bu sıkıntıdan haberdar olsun ve herkes ailesini kurtarabilsin. Elbette ki aile kurtulursa toplum da kurtulur, aile kurtulmazsa toplum da kurtulmaz ve Allah korusun dünyada bir zillet içerisinde yaşandığı gibi, bir de bunun ahiretteki sorumluluğu vardır” dedi. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ