KİM MUTLU EDEBİLİR SENİ? SEN HAZIR DEĞİLSEN...
- 27-05-2025 15:55
- 27-05-2025 15:56

Gün çerisinde pek çok kişiyle karşılaşıyor ve onlarla etkileşime giriyorsun. Görüştüğün, konuştuğun, zaman geçirdiğin bu kişilere “nasılsın, neler yapıyorsun” diye hal-hatır soruyor, çoğunlukla onlardan iyiyim yanıtını alıyorsun. Bu diyalog çok kıymetlidir ve karşındaki kişi ya da kişilere kendini iyi hissettirmektedir. Çevremize karşı bu kadar düşünceli olurken, peki ya sen en son kendine ne zaman gerçekten “iyi misin sorusunu” yönelttin? Ne zaman duygularına, düşüncelerine kulak verdin ve onlardan gelen sinyalleri dikkate aldın? Sürekli başkalarını mutlu ve memnun edeyim derken, çok defa kendini ihmal edip haksızlık ettiğini düşünmedin mi? Daha fazla sevilmek ve onaylanmak için her defasında fedakârlık yapan sen olmana rağmen, görmezden gelindin ve yaptığın fedakârlıkların artık görevin haline dönüştüğünü gördün.
Mutluluk kişideki bir denge halidir aslında. Dışsal motivasyon odaklı yaşayan bir kişi maalesef sürekli çevresinin onayına ve takdirine ihtiyaç duymaktadır. Kendi gücünü çoğu zaman görmezden gelirken, sürekli kurtarıcıyı dışarıda aramaktadır. Peki, seni gerçek manada mutlu olmaktan alıkoyan şeyler, bunları maddeler halinde sıralayalım.
Sürekli çevrendeki insanları mutlu ve memnun etme çabası: Daha fazla sevilmek ve takdir görmek adına girmiş olduğun bu çaba seni yoracak, yıpratacaktır. Herkes halinden mutlu ve memnun olurken sadece mutlu olmayan sen olacaksın maalesef. İnsanların seni olduğun gibi kabul etmelerini bekle. Sürekli –mış gibi yapmak, seni gerçek benliğinden uzaklaştıracaktır.
Sınır sahibi olamayan için sinir sahibi olur: Yanlış anlaşılmaktan korktuğun ya da katı görünmek istediğin için sürekli tavizkar bir tutum sergiledin ve istemediğin pek çok şeye evet demek durumunda kaldın. Hiç kimseye hiçbir şekilde hayır diyemedin. Belki de kaybetme korkusu sana hayır dedirtmedi. Çevrendeki insanlar da senin bu durumdan rahatsız olmadığını düşünerek samimiyet adı altında kişiler arası sınırları çoğu zaman ihlal ettiler. Günün sonunda kendini kullanılmış olarak değerlendirdin ve yine acımasız şekilde kendini suçlarken buldun. Değişmeye ve sınır çizmeye kalkıştığında ise “sen çok değiştin, eskisi gibi değilsin” sözlerine muhatap oldun ve yine eleştiri oklarını kendine yönelterek vicdan muhasebesi yapmak durumunda bırakıldın.
En mükemmel zamanı beklemek: Harekete geçmek, bir şeyler başarmak ve bunun hazzını yaşamak istiyorsun ancak; kendini yeterince hazır hissetmediğini düşündüğün için sürekli bu isteğini erteliyorsun. Aslında sen mutlu olmayı da erteliyorsun. Mutluluğunu sürekli bir şeylere bağlı kıldığın için sonraki bir zamana öteliyorsun. Anı yaşayamadığın için de sürekli gergin ve kaygılısın. Peki ya geçmişin pişmanlıklarından ve eyvahlarından, geleceğin kaygılarından ve belirsizliğinden kurtulup içinde bulunduğu anı doyasıya yaşamaya ne dersin? Çünkü elinde olan, değiştirme gücüne sahip olduğun; kısaca muktedir olduğun sadece şu andır. Bunun bilincinde olup, bu doğrultuda yaşamak sana kendini ziyadesiyle iyi hissettirecektir.
Kendini sürekli başkaları ile kıyaslamak/mukayese etmek: Bu durum bile tek başına seni mutsuz etmeye yetecektir. Senin o an ağzının tadını bozacak, iştahını kaçıracak, uykularını kaçıracak şey; kendini yarış halinde gördüğün bir başkası ile kıyaslamaktır. Bu mukayese senin ruh dünyanda gerilim meydana getirecek, kendini acımasızsa suçlamana neden olacak ve başardığın şeyleri küçümsemene neden olacaktır. Kendini değersiz ve yetersiz hissettirecek ve öğrenilmiş çaresizlik girdabına girmene neden olacaktır.
Hayatın akışını değiştiremezsin ama hayata bakışını değiştirebilirsin: Hayatta her şeyi kontrol altında tutamazsın ya da beklentilerinin doğrulusunda şekillendiremezsin. Hal böyle iken bakış açını değiştirmek, olaylara ve durumlara daha geniş perspektiften bakabilmek çok kıymetlidir. Zaman zaman en kötünün senin başına geldiğini düşünebilir ve buna kendini inandırabilirsin. Ancak durum hiç de öyle değildir. Pek çok kişi, benzer problemlerle mücadele etmektedir. Belki de seni bu kadar yaralayan şey olumsuz olaylardan ziyade, senin bu olaylara ya da durumlara yüklemiş olduğun derin anlamlardır.