KARDEŞLİK İÇİN BİR ADIM DAHA

KARDEŞLİK İÇİN BİR ADIM DAHA

Geçtiğimiz günlerde AK Parti Batman İl Başkanı Hüseyin Şansi ile oturduk, uzun uzun konuştuk. Memleketin havası malum; gündem ağır, sözlerin yükü büyük. Çözüm süreci yeniden mi? yeni anayasa mümkün mü? İnsanlar ne diyor, ne bekliyor? Merak ettiklerimizi sorduk, o da yüreğini açtı.

Şansi’nin anlattıklarında sadece bir politikacının dili yoktu. Bir yandan sahada halkla hemhal olmuş bir insanın gözlemleri, bir yandan da siyasetin mutfağına hakim bir ismin bilgisiyle konuşuyordu. Sekiz ay önce göreve geldiğinde insanların gözlerinde tedirginlik gördüğünü söylüyor. Suriye’den gelen tehditler, bölgedeki sıcak gelişmeler… Herkes diken üstündeymiş. Ama şimdi? “Türkiye, ateş çemberinin ortasında bir istikrar adası gibi” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kürsüde ettiği dua hâlâ kulaklarında: “Ey Türkleri, Kürtleri ve Arapları kardeş kılan Rabbim…”

Bu coğrafyada umut kolay yeşermiyor. Yıllar boyunca çok şey denendi, çok şey söylendi. Ama artık bir yorgunluk var. Halk kimin samimi olduğunu, kimin laf olsun diye konuştuğunu ayırt edebiliyor. “Süreç, üst düzey temaslarla ve halkla doğrudan iletişimle ilerliyor” diyor Şansi. Açık açık konuşuyor: Cumhurbaşkanı ile Bahçeli arasında bu konuda ciddi bir uyum olduğunu belirtiyor. Alttan alta yürütülen hazırlıkların, toplumun farklı kesimlerinin görüşleriyle şekillendiğini söylüyor. Yani bu sefer, daha sessiz ama daha dikkatli bir ilerleyiş var.

Konuşurken rakamlar da veriyor: Halkın yüzde 90’ı sürece destek veriyormuş. Artık kimse evladının dağa çıkmasını istemiyor. Özellikle hendek olaylarından sonra halkın sabrı taşmış. Diyarbakır anneleri bir şey başardıysa, o da işte bu suskun çoğunluğun vicdanı olmaktı. “Örgüt hem eleman hem alan bulmakta zorlanıyor” cümlesi, yıllardır bu konuda mücadele eden herkesin kulağına müjde gibi geliyor.

Geçmişte kaçan fırsatlara hayıflanıyor Şansi. Özal ve Eşref Bitlis’i anıyor, 2013-2015 yıllarına dönüp üzülüyor. Ama bir fark var diyor: Bu kez süreç daha dikkatli yürütülüyor, halkla beraber yürüyor.

Yeni anayasa konusuna da geliyor laf. Erdoğan’ın çağrısını sadece hukuki değil, toplumsal bir ihtiyaç olarak yorumluyor. “Belki Kürtçe’nin resmi dil olması bile tartışılabilir” diyor ama ekliyor: “Ne olursa olsun, yeter ki kan dökülmesin.” Çünkü bir anayasadan beklenen artık sadece kanunları yazmak değil, kanı durdurmak.

Sözün sonunda umutla bakıyor geleceğe Hüseyin Şansi. Terörden arınmış bir Türkiye’nin Ortadoğu’ya da nefes olacağını düşünüyor. “Filistin’in bile kurtuluşuna vesile olabilir” diyor inançla. Belki birileri için fazla iyimser gelir bu sözler, ama bu topraklarda artık karamsarlıkla bir yere varılmayacağını herkes öğrenmiş olmalı.