NAMAZIN ÖNEMİ

NAMAZIN ÖNEMİ

Farsça’da “tâzim için eğilmek, kulluk, ibadet” anlamına gelen namâz, sözlükte “dua etmek, ibadet etmek, bağışlanma dilemek, yalvarmak” mânalarındaki Arapça salât kelimesinin (çoğulu salavât) karşılığı olarak Türkçe’ye geçmiştir. Terim olarak salât tekbirle başlayıp selâmla son bulan, belirli hareket ve sözlerden oluşan bedenî ibadeti ifade eder. (İsam, namaz mad.)

Namaz mazereti olmayan tek ibadettir. Ayakta kılamayan oturarak, oturarak kılamayan uzanarak kılması gereken önemli bir ibadettir.

Namaz yeryüzünde değil gökyüzünde yani miraçta farz kılınan tek ibadettir.

Namaz günde beş defa minarelerden ezan okunarak kılınması için çağrı yapı lan tek ibadettir.

Namaz, peygamber efendimizin savaşta bile terk etmediği önemli bir ibadettir.

Namaz günahlara kefarettir: Ebû Hüreyre"nin işittiğine göre, Resûlullah (sav) bir defasında şöyle demiştir: “Birinizin kapısının önünden bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa, bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı, ne dersiniz?” Sahâbîler, “Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz.” demişler, bunun üzerine Resûlullah, “İşte beş vakit namaz da böyledir! Allah onlarla günahları yok eder.” buyurmuştur. (Buhârî, Mevâkîtü"s-salât, 6)

Namaz cennete girmemize sebeptir: Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Yüce Allah şöyle buyurdu: "Senin ümmetine beş vakit namazı farz kıldım ve onları, vaktinde ve hakkını vererek kılanları cennete koyacağımı kendi katımda vaad ettim. Namazları düzenli kılmayanlar için ise katımda böyle bir vaad yoktur.” (Ebû Dâvûd, Salât, 9

Namaz insanın Rabbiyle konuşmasıdır: Enes (b. Mâlik)"ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak ki sizden biri namaz kılarken (aslında) Rabbiyle özel olarak konuşmaktadır...” (Buhârî, Salât, 36)

Namaz kılınırken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri ta"dîl-i erkâna riayet etmek yani namazdaki rükünlerin hakkını vermektir. Peygamber Efendimiz namazın tarifinde secde, kıyam ve rükû gibi her bölümün eda edilmesini anlatırken, “(azalar) mutmain oluncaya kadar” (Buhârî, Ezân,122.) ifadesini kullanarak ta"dîl-i erkâna vurgu yapmıştır. Mutmain olmak, hareketi net bir şekilde gerçekleştirip, her rükünde en az “sübhânallâh” diyecek kadar durmaktır. Peygamber Efendimiz, “En kötü hırsızlık namazdan çalmadır.” (Muvatta’, Kasru’s-salât, 23.) buyurarak rükû ve secdelerin hakkını vermeyerek acele etmenin ne derece yanlış olduğunu dile getirmiştir. Çünkü namaz, dinin direği, ( Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 3, 39) Allah Teâlâ"yı anmanın, ( Tâhâ, 20/14.) O"na karşı şükran duygularını ifade etmenin, yakarış ve niyazın en mükemmel şeklidir. Allah"a yakınlaşma vesilesi (Alak, 96/19.) olan namaz, sahibini hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyan (Ankebût, 29/45.) en güzel ibadettir.

 

Huzurunda durulan Yüce Yaratıcı"nın büyüklüğüne yaraşır bir saygı, samimiyet ve kulluk bilinciyle devamlı eda edilen namaz, Peygamber Efendimizin ifadesiyle kıyamet günü sahibi için bir aydınlık, bir delil ve kurtuluş vesilesi olacakİbn Hanbel, II, 169.) (ve namaz kılan âhirette cennet ile mükâfatlandırılacaktır. (İbn Hanbel, IV, 266.)

«Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!»( ibrahim 40)