DOLANDIRICILAR İFŞA EDİLSİN

DOLANDIRICILAR İFŞA EDİLSİN

Batman gündemi öylesine yoğun ki, hangi konuyu öne çıkaracağımıza, hangisini sonraya bırakacağımıza karar vermekte zorlanıyoruz. Gerçekten de şehrimiz her gün yeni gelişmelerle çalkalanıyor, olumlu-olumsuz olaylarla konuşuluyor. Ancak bu haftanın en önemli haberi kuşkusuz Batman Emniyet Müdürlüğü KOM Şubesi’nin gerçekleştirdiği operasyonda ortaya çıkan büyük dolandırıcılık olayıydı. Vatandaşları devlet kurumlarına yerleştirme vaadiyle yaklaşık otuz milyon liraya yakın para toplayan bir grup dolandırıcı, yapılan titiz takip sonucu yakalanmış ve çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmışlardı. İddialara göre bu dört kişi işlerini daha inandırıcı gösterebilmek için bir ofis açmış, gelen vatandaşlara güven vermek için telefonla bakanlarla görüşüyormuş gibi yapmış, böylece birçok kişiyi kandırmayı başarmışlardı. Bununla da yetinmeyip, iş umuduyla yanıp tutuşan mağdurları “kimseye bir şey söylemeyin” diyerek tehdit etmişler.

Aslında bu tür dolandırıcılık hikâyeleri bize yabancı değil. Daha yakın zamanda TPAO’ya alınacak işçiler üzerinden benzer dedikodular yayılmış, bazı kişilerin umut dağıtarak para topladığı konuşulmuştu. O dönem AK Parti başta olmak üzere tüm yetkililer, bu tür girişimlere karşı vatandaşları uyarmış, böylelerini ihbar etmelerini istemişlerdi. Ama ne yazık ki ihbarlarla sınırlı kalan bu çabalar, anlaşılan bazılarına caydırıcı olmamış. Çünkü yakalanan dört kişinin, bugüne kadar pek çok kişiyi inandıracak kadar profesyonelce hareket ettikleri ve sahte belgelerle güven telkin ettikleri anlaşılıyor. Hatta ofislerinde bakanlıklardan geldiği söylenen yaklaşık yüz elli civarında atama emri bulunduğu, bu belgelerin mağdurlara okutularak ikna edildikleri öne sürülüyor.

Burada asıl acı olan, işsizliğin pençesinde kıvranan, bir umutla kapı kapı dolaşan insanların hem paralarının çalınması hem de hayallerinin sömürülmesidir. İşe girmek için çırpınan, sistemin parayla çalıştığını zanneden yüzlerce kişi hem işten hem de parasından olurken, onları bu hale düşürenlerin isimlerinin gizli kalması doğru değildir. Çünkü böylesi dolandırıcılık olaylarında mağduriyet sadece bireylere değil, tüm topluma mal oluyor. Bir kere umut kırılıyor, devlet kurumlarına güven sarsılıyor, sonra da “acaba gerçekten para vermezsek iş bulamayız mı” gibi yanlış düşünceler kök salıyor. Oysa devletin ve siyasilerin sık sık altını çizdiği gibi, hiçbir kurumda iş için para alınmaz. Bu tür dedikodulara kulak verenler hem kendilerini riske atıyor hem de dolandırıcıların ekmeğine yağ sürüyor.

Bu noktada yapılması gereken bellidir: Yakalanan dört kişinin isimleri kamuoyuna açıklanmalı, yani ifşa edilmelidir. Eğer bu kişiler kimlikleriyle birlikte basına duyurulursa, hem ibreti alem olur, hem de gelecekte benzer niyetlere kapılacak olanlar iki kere düşünür. Çünkü gizli kaldıkları sürece başkalarına da cesaret verebilirler. İnsanlarımızın çaresizlikten ötürü düşürüldüğü bu tuzakları önlemenin en etkili yolu şeffaflıktır. Bu isimler açıkça ilan edilmeli, herkes bilmeli ki, suç işleyenin yanına kar kalmaz. Hem mağdurların gönlü bir nebze olsun rahatlar hem de toplumun adalete olan inancı pekişir.

Batman Valiliği’nin yaptığı açıklamada zanlıların “çok profesyonel” çalıştıkları ve başvuranları kolayca ikna ettikleri belirtiliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızı uyarmak şarttır: Hiçbir şekilde para karşılığı iş sözü verenlere inanılmamalı, bu tür durumlarla karşılaşıldığında derhal emniyet birimlerine bildirilmelidir. Öte yandan bizler de, toplumun sesi olan gazeteciler olarak bu tür olayların üstünü örtmeye değil, üzerine gitmeye mecburuz. İnsanlarımız dolandırılırken sessiz kalmak, onları yalnız bırakmak demektir. O yüzden Emniyet Müdürümüz İbrahim Kaba başta olmak üzere, KOM Şube Müdürü ve ekibini tebrik ediyoruz; fakat bu başarıyı tam anlamıyla taçlandırmak için, yakalanan dolandırıcıların kimliklerinin basına verilmesini talep ediyoruz.

Son sözümüz şudur: Bu dolandırıcılar ifşa edilmelidir ki, kimse bir daha halkın çaresizliğini sömürmeye kalkışmasın. İsimler açıklanmalıdır ki, benzer girişimlere heves edenler ders alsın. İnsanlarımız işsizlikle boğuşurken bir de umut tacirlerinin ağına düşmemeli. Yüce adaletin gereği, sadece tutuklama değil, aynı zamanda şeffaflık ve caydırıcılıktır. Bu noktada hem idarecilerimize hem de yargıya büyük görev düşüyor. Unutmayalım, adaletin tesisi ancak gerçeğin ortaya çıkarılmasıyla mümkün olur. Bu yüzden bir kez daha yineliyoruz: Bu dolandırıcılar ifşa edilsin!