HER İYİLİK SADAKADIR
- 25-09-2025 11:30
- 25-09-2025 11:31

Sıdk (doğruluk), sadakat (özden bağlılık, samimiyet), sadık (dürüst ve samimi olan kişi) kelimeleri ile ortak kökten gelen sadaka bu anlamları ifade edebilecek bütün davranışları kapsar.
Bir gün Allah Resûlü, “Her Müslüman"ın sadaka vermesi gerekir.” buyurdu. Bunu duyanlar bir an için şaşırdılar. Çünkü aralarında zengin olmadıkları için mal ile sadaka veremeyenler de vardı. Hemen sordular: “(Sadaka verecek mal) bulamayana ne dersin?” Allah Resûlü, “Eliyle (emek verir) çalışır. Hem kendisi faydalanır hem de sadaka verir.” buyurdu. Sahâbe tekrar, “Ya buna gücü yetmezse ne dersin?” diye sordular. “İhtiyaç sahibi, darda kalmış ve mazlum kimselere yardımcı olur.” Sahâbe tekrar, “Ya buna gücü yetmezse ne dersin?” diye sorunca Resûlullah, iyiliği veya hayrı ister. “Bunu da yapmazsa ne dersin?” diye dördüncü kez sorunca, “Kötülükten uzak durur. Bu da bir sadakadır.” Buyurdular. (Müslim, Zekât, 55)
“Güneşin doğduğu her gün, insanın bütün eklemleri için sadaka vermesi gerekir. İki kişinin arasını düzeltmen sadakadır. Bir kimseyi kaldırarak hayvanına binmesine yardımcı olman veya eşyasını ona yüklemen sadakadır. güzel söz de sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldaki rahatsızlık veren şeyleri kaldırman sadakadır.” “Kendini doyurmak için harcadığın senin için sadakadır. Çocuğuna yedirdiğin şey senin için sadakadır. Eşine yedirdiğin şey senin için sadakadır. Hizmetçini doyurduğun şey senin için sadakadır.” buyuran Peygamber Efendimiz, bir anlamda helâl lokmanın sadaka yerine geçtiğini dile getirmektedir. Onun belirttiğine göre Müslüman kişinin bir insana selâm vermesi ve kişinin kendi eşi ile birlikte olması da sadakadır. Aynı şekilde Müslüman kardeşine güler yüzlü davranmak, kovasındaki sudan onun kabına boşaltmak, kaybolan birine yolu tarif etmek, iyi göremeyen birine rehberlik etmek ve üzerinde hakkı olduğu kimseye veya borçlusuna anlayışlı davranarak süre tanımak da Allah Resûlü tarafından sadaka olarak tanımlanmıştır. Öyle ki bir kimsenin diktiği ağaç veya ekinlerden her türlü canlının yedikleri bile sadaka kapsamındadır.
Sadaka vermenin fazileti:
Allah Teâlâ, “Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık, hayra sarf edenler var ya, onların mükâfatları Allah katındadır. Onlara korku yoktur, üzüntü de çekmezler.” buyurur. (Bakara, 2/274)
Ebu Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve şöyle dedi:
- Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
- “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatın yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.” (Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92)
Sadaka verirken genelde çok azla yetiniyoruz. Allah’tan çok isteyip Allah için çok az sadaka vermek nankörlüktür. Herkes kendi durumuna uygun sadaka vermeli. Sadaka vermek malı azaltmaz aksine sadaka vermek malı bereketlendirir.
Herhangi birinize ölüm gelip de "Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!" demesinden önce size verdiğimiz rızıktan harcayın. (Münâfikûn, 63/10)