İÇİ BOŞ BİR KÜLTÜR
- 11-06-2025 11:36

İçi boş bir kültürle yetişen bir nesil görüyorum, hem de azımsanmayacak kadar. Zaman zaman bu gençlerle karşılaşıyorum; kimini arkadaşlarına küfürlü seslenirken kimini ağza alınmayacak laflarla arkadaşlarıyla konuşurken kimini dışarıda giyilmeyecek bir giyimle dolaşırken kimini bostan korkuluğuna dönüşmüş bir vaziyette gezerken kimini büyük bir marifetmiş gibi elindeki sigarayla böbürlenerek yürürken, kimini bir kedinin veya köpeğin kuyruğunu kıstırıp hayvana acımasızca davranırken kimini ağaca sevgi ve saygı terbiyesinden yoksun bir şekilde ağacı tekmeleyip dallarını kırarken kimini de yürümenin, yol vermenin adabını bilmediği büyüklerine karşı saygısızlık yaparken görüyorum. İçimden kendi kendime yazık vallahi bu gençlere çok yazık demekten kendimi alamıyorum.
Çoğu sohbetlerimde bu konuyu dile getiriyor, “Siz de karşılaşıyor musunuz bu tip gençlerle?” diye soruyorum, aldığım cevap ne yazık ki “Maalesef, hem de çok.” oluyor.
Geçenlerde Belçika’ya göç eden bir aile dostumuzun çocuğuyla -doğma, büyüme Belçikalı olan bir genç kızla- bir araya geldik. Sohbet esnasında laf döndü dolaştı gençliğe geldi. “Şimdiki gençlik için ne düşünüyorsun?” dediğimde bana verdiği cevap şu oldu. “Tek kelimeyle içi boş bir kültürle yetişen bir gençlik görüyorum. Ben ekonomiden, siyasetten, sanattan ya da bir hobiden konuşmalarını beklerken insanın kalitesini düşürecek konularla bana geldiler. Boş teneke misali kültürsüz, eğitimsiz, vasıfsız, bir hobisi olmayan bir gençlik görüyorum. Gördüklerimin çoğunun bir tarzı yok, sanki aynı tornadan çıkmış gibi birbirlerine benziyorlar, yüzleri, tek tip saç kesimi, giyimleri ve daha birçok benzerlikler... Arkadaşlık ilişkilerinde de bir derinlik yok, fedakârlık istemeyen sığ ilişkiler gördüm. Bilemedim kaldığım çevredekiler mi acaba böyle?
Yaşım yirmi altı, ekonomi alanında doçentim, sekiz dil biliyorum. Ben buraya gelirken yaşıtlarımın, "Doçent olmak kolay mı ya da sekiz dil öğrenmek kolay mı, nasıl başardınız? Bana da önerir misin, ben de dil öğrenmek istiyorum bir önerin var mı?” diye sormalarını beklerken maalesef “Sevgilin var mı, telefonun neden son model değil, neden marka giyinmiyorsun, neden makyaj yapmıyorsun?” gibi saçma sapan sorularla beni gerdiler. Üzülerek söylüyorum bakımı makyaj, şık olmayı büyük logolu marka giysiler giymek, çıplaklığı modernlik olarak görüyorlar. Oysa bunlar modern bir insan için kalite düşürücü şeylerdir. Bunların çocukları nasıl olacak onu düşünemiyorum.” dedi.
Evet, bu gençler gelecekte ebeveyn olacak ve nasıl bir nesil yetiştireceklerini tahmin etmek zor değildir.
Sağlığın, zamanın, emeğin değerini bilmeyen, bilgi edinmekten aciz, sorgulamayan, çevreyi temiz tutma, doğayı koruma, ormana sahip çıkma kültürüyle yetişmeyen, bir hobisi olmayan bir birey kendine, çevresine ve de ülkesine ne faydası olabilir ki?
Eğitimin yetersiz ve sosyal medyanın baskın güç olması, boş bir gençliğin yetişmesinin müsebbibidir.
Böyle yetişen bir gençlikle karşı karşıyayız. Bu araba tamir etmeye benzemez, bu alışkanlığı edinen biri öyle kolay düzelmez.
Geleneksel kültürün taşıyıcısı olan ebeveynlerin büyüklerine, yakınlarına, arkadaşlarına, başka insanlara, doğaya, çevreye, sokak hayvanlarına, kıymet vermeyi bilmeliler ki çocuklarına da öğretebilsinler. Öncelikle büyüklerin bu konuda eğitimli olması elzemdir.
Köklerine sahip çıkan, gelenek göreneklerini bilen, kendi kültürüyle yetişen gençlerimiz elbette vardır. Bu gençlerin çoğalması dileğiyle kalın sağlıkla.