<div>Geçen gün “Bu plaket sevgisi nedir kardeşim?” diye bir yazı yazdım.</div> <div>Hani herkesin herkese plaket verdiği, tasarrufun kitapta olup plaketin yanına hiç uğramadığı o mesele…</div> <div>O yazıyı yazarken bir sitem vardı ama biraz da gülümseyerek yazmıştım. Çünkü manzara tanıdıktı. Hepimizin gördüğü, yaşadığı ama çoğu zaman ses çıkarmadığı bir durumdu bu.</div> <div>Meğer yalnız değilmişim.</div> <div>Yazının ardından mesajlar gelmeye başladı.</div> <div>“Tam isabet.”</div> <div>“Biz de aynı şeyleri konuşup duruyoruz.”</div> <div>“Çok yerinde bir yazı olmuş.”</div> <div>“Bu yazı gündem oldu.”</div> <div>“Plaket var ama samimiyet yok.”</div> <div>Cümleler farklıydı ama duygu aynıydı.</div> <div>Bir de işin en tanıdık kısmı geldi.</div> <div>“Bu yazı plaketlik.”</div> <div>İşte tam burada durdum.</div> <div>Plaket furyasını eleştiren bir yazıya, refleks olarak plaket yakıştırılması…</div> <div>Bundan daha net bir tablo zor bulunur.</div> <div>Kimse kötü niyetli değil.</div> <div>Aksine, ortada samimiyet var.</div> <div>Ama farkında olmadan yaptığımız bir şey de var. Takdiri yine plaketle ölçüyoruz.</div> <div>Söz yetmiyor, cümle eksik kalıyormuş gibi geliyor.</div> <div>Çünkü teşekkür etmeyi vitrine koymaya alışmışız.</div> <div>Görünsün istiyoruz.</div> <div>Fotoğrafı olsun, paylaşılsın.</div> <div>Yoksa sanki yaşanmamış gibi hissediyoruz.</div> <div>Oysa yazılan mesajların kendisi yeterince kıymetliydi.</div> <div>İçten bir “İyi ki yazdın” cümlesi, metal bir levhadan çok daha anlamlıydı.</div> <div>Ama alışkanlık ağır basıyor.</div> <div>Plaket olmayınca bir şey yarım kalmış hissi doğuyor.</div> <div>İşte bu yüzden o ilk yazıyı yazmıştım zaten.</div> <div>Herkes bu tablodan yorulmuş.</div> <div>Herkes farkında.</div> <div>Ama kimse çarkı ilk durduran olmak istemiyor.</div> <div>Çünkü durdurursan “ayıp” olur, vermezsen “unutmuş” sayılırsın.</div> <div>Böyle böyle gösteriş büyüyor, samimiyet küçülüyor.</div> <div>Teşekkür çoğalıyor ama içi boşalıyor.</div> <div>Bu yazıya plaket yakıştıranlara kızmadım.</div> <div>Aksine, kocaman bir tebessümle okudum mesajları.</div> <div>Çünkü ortada kötü bir niyet yoktu, sadece hepimize yerleşmiş bir alışkanlık vardı.</div> <div>Takdir edeceksek, mutlaka bir şey vermemiz gerektiğine inanıyoruz.</div> <div>Oysa emeği onurlandırmak için duvara asılacak bir şeye gerek yok.</div> <div>Bazen sahici bir “eline sağlık”, en şık plaketten daha ağırdır.</div> <div>Ama işte alışkanlık…</div> <div>Plaket olunca tamamlanmış hissediyoruz.</div> <div>Olmayınca, sanki bir şey eksik kalıyor.</div> <div>Oysa birkaç sahici cümle fazlasıyla yetiyor.</div>