Mesela müthiş bir Arap fobisi oluşturuldu, yatırım için bile gelen olsa bir kesim, her araçla, fikirle saldırıyor. Peki, kim neden bu sorunu inşa etti, sorunun kaynağı nedir? Yok, efendim Araplar, bize ihanet etmişmiş(!) Kurtuluş savaşı, milli mücadele döneminde Batılı tüm ülkeler, bizi işgal ettiler. Bu işgal devletleri içinde hangi Arap devleti vardı? Eğer olay buysa neden savaştığımız düşman devletlere hayran hayran baktık, bakıyoruz, her konuda öykünüyoruz, yaşam tarzlarımızı, ilişkilerimizi onlara göre dizayn ediyoruz?
O süreçlerde aktörler, bu konuyu da maalesef ideolojik bir zeminde inşa ettiler. Arap dünyası ile Türk dünyası arasına büyük büyük fay hatları inşa ettiler. Şimdi bu zengin bölgelerde, Batılı ülkeler, şirketler cirit atıyor, yanı başımızdaki kaynaklarımızı sömürüyorlar Tarihte münferit olaylardan dolayı kıyamete kadar bu yalanların, algıların, bakışların, angajmanların, büyük hataların, kayıpların ve kopmaların sürmesini isteyenler var. Bu, akıl tutulması falan değil, halklara dayatılan bilinçli ve stratejik, bir politikadır. Bu haksız, yersiz, zararlı politikalara da son vermemiz lazım. On yıllardır ilk kez çok uygun bir iklim yakaladık millet ve bölge olarak…
Türk, Kürt, Arap ittifakı, bizi küresel güç yapacak, aynı zamanda arzı mevut safsataları da arzı mevtaya dönecek. Yoksa hepimiz, tek tek mevta olacağız. Bu çılgın projeyi, hayata geçirirsek önümüzde hayal bile edemeyeceğimiz fırsatlar çıkacak, yolumuzu; güvenli, konforlu, kolay ve kısa eylemiş olacağız. Son zamanlarda onlarca demokratikleşme adımı atıldı, ülke mi bölündü? Tam tersine fay hatlarında biriken yakıcı, yıkıcı enerjiler boşaldı, ülkemiz, çok daha güvenli, müreffeh hale geldi. Cumhuriyeti kuran CHP, bu süreçte en önde ve çok yapıcı davranmalı, böylelikle geçmişte yaşanan acıları, günahları hafifletebilir. Aksi takdirde bir daha Kürt kelimesini ağızlarına almamalıdır…
ÖZETİN ÖZETİ: Demokratik bir cumhuriyet, ancak demokratik bir anayasa ile inşa, ihya edilebilir. Askeri cunta terkibiyle bir millet yönetilemez. Halkın birlikte inşa edeceği sivil, demokratik bir anayasa ile yeni geleceğimizi yılımızı inşa etmeliyiz. Bu millet, bunları yapamaz, gerçekleştiremez, gerçekleştirmemeli diyenler ya gafil ya cahil ya düşman ya zalim ya mankurtturlar… Bu sürecin mimarları, bu süreci başarırlarsa her iki dünyada da sonsuzlaşacaklar, tarihe güçlü bir referans olarak geçecekler. Selahaddin-i Eyyubi, Nureddin Zengi ve Muhammed Alpaslan’ın ruhunu yakalamış olacaklar. Kan, rant, ideolojiler üzerinden siyaset yapmanın yolu kıyamete kadar kapansın, milletin hakları, itibarları iade edilsin…
Milli birlik, kardeşlik süreci, çeşitli aşamalardan geçecek. AKP, CHP, MHP, HDP ve diğer bazı partiler; uyumlu, kararlı ve cesur adımlar attılar, bu adımlar sonuca evirilmelidir, yoksa anlam kazanmak yerine anlamlar kaybeder... Korkaklar, zafer anıtını dikemez. Biz, 1000 yıllık kardeşlik anıtını birlikte dikeceğiz. Biz; bozma, yıkma, ayrıştırma ile değil; gayret, imar, birleştirme ve inşa ile mükellefiz. Samimi bir niyetle, hedefle, ne olursa olsun bu anıtı dikmeliyiz… Sıradan bir hükümet, bunu başaramaz, parlamenter sistem ile bu süreç götürülemezdi, çünkü hükümetlerin ömrü çok az olurdu, koalisyon ortakları anlaşamazdı…
“Bu topraklar, zaferi de hüznü de birlikte yaşamış bir halkın ortak alın teridir. Yükseliş yüzyılı, yalnızca bir kalkınma hamlesi değil, asırlardır ihmal edilmiş kardeşlik hukukunun iade-i itibar sürecidir. Biz, birbirimizin türküsünde ağlamadan, birbirimizin acısında yanmadan, özgürlüğümüzü tamamlayamayız. Yani, yine de vakit, geçmişin hesaplarını görmek değil, geleceğin köprülerini kurmaktır.”