“BUGÜN HANGİ ÇOCUK HAKLARI GÜNÜNÜ KUTLUYORSUNUZ?”

“BUGÜN HANGİ ÇOCUK HAKLARI GÜNÜNÜ KUTLUYORSUNUZ?”

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü… Bugün, takvimlerde masum bir hatırlatma; ama dünyanın gerçek yüzünde kanla, küle, acıyla yazılmış bir ironi. Birleşmiş Milletler bildirgeler yayınlıyor, liderler sosyal medya hesaplarından süslü mesajlar paylaşıyor, salonlarda alkışlar yükseliyor. Peki ya Gazze’de, Sudan’da, Arakan’da, Suriye’de, Afganistan’da, Yemen’de… Dünyanın bütün mazlum coğrafyalarında, her gün bombaların altında can veren o küçücük bedenler? Onlar hangi “haklar”ın sahibi?

Gazze’de bir çocuğun adı, ya bir moloz yığının altından çıkan ceset torbasında geçiyor ya da bir duvar yazısında… Arakan’da bir çocuğun kaderi, doğduğu anda ölümle yarışmak. Suriye’de on yılı aşkın süredir büyüyemeyen bir nesil var; çocuklukları çalınmış, oyunları yasaklanmış, umutları enkaza gömülmüş. Sudan’da açlıkla, kurşunla, sessizlikle sınanan çocuklar; Afganistan’da yıllardır dinmeyen savaşın kurbanı olan binlerce minik hayat…

Ve tüm bunların ortasında, 21. yüzyılın göbeğinde, hala utanmadan “Dünya Çocuk Hakları Günü” kutlandığını söylüyorlar.

Soruyorum:

Hangi hak?

Kimin için hak?

Kim uyguluyor bu hakkı?

Dünyanın en güçlü devletleri, barışı ağızlarından düşürmeyen o beyefendiler, bu çocukların gözlerinin içine ne zaman bakacak? Kaç tane çocuk ölürse “yeter” diyecekler? Yoksa çocuk hakları yalnızca coğrafyaya göre mi geçerli? Avrupa’da değerli, Ortadoğu’da değersiz mi? Batı’da korunmaya değer, Doğu’da yok edilmeye müsait mi?

Bugün kutlanan çocuk hakları günü, mazlum coğrafyalar için kara bir mizah, acı bir alaydan başka nedir? Bombalar göğü aydınlatırken nasıl olur da umut mesajları paylaşılır? Bebeklerin üzerine çökertilen enkazların gölgesinde nasıl “çocuk hakları”ndan söz edilir?

O çocuklar, dünya devlerinin namlularının gölgesinde yaşam mücadelesi verirken, siz hangi yüzle kutlama yapıyorsunuz?

Hangi yüzle umut cümleleri kuruyorsunuz?

Hangi yüzle “geleceğimiz çocuklar” diyorsunuz?

Ey dünyayı yöneten beyefendiler, siz bu günü kutlamaya devam edin…

Mazlum coğrafyaların çocukları ise kendi kaderleriyle baş başa.

Ve bilin ki bu çocukların sessiz çığlıkları, bir gün mutlaka tarihin en sert tokadı olarak size dönecek.

Bugün kutlanan bir gün değil, utançla yüzleşilmesi gereken bir gündür.