BARIŞA ADANMIŞ BİR ÖMÜR: SIRRI SÜREYYA ÖNDER

Sırrı Süreyya Önder’i yakından tanıyan biri değilim. Sadece bir Batman ziyaretinde karşılanma sırasında kısa bir temasımız olmuştu. Genelde onu televizyon ekranlarından izlerdim. Ancak ekranlardan dahi anlaşılan, çok özel bir kişiliğe sahipti: yapıcı, barışçı, espri yeteneği yüksek, hümanist bir insan... Meclis kürsüsünde ya da grup toplantı larında konuştuğunda, partiler üstü bir etki bırakır; farklı görüşlerden milletvekillerini dahi tebessüm ettirirdi. Onun sözlerine gülünür, ama aynı zamanda saygı duyulurdu. Çünkü samimiydi.

Barış süreci başladığında, Sırrı Süreyya Önder önemli bir sorumluluk üstlendi. Bu süreçte çok daha dikkatli adımlar attı, her cümlesini, her davranışını titizlikle seçti. O, barışa sadece bir siyasi görev olarak değil, insani bir sorumluluk olarak bakıyordu. Ve bu yaklaşımı, meclisteki tüm partilerin dikkatini çekti. AK Parti’den CHP’ye, MHP’den DEVA, SAADET ve gelecek Partisi’ne kadar birçok milletvekili onun duruşuna saygı gösterdi. Görüş ayrılıklarına rağmen Önder’le dostluk Kuran çok isim oldu. Çünkü herkes biliyordu ki ondan zarar gelmezdi. Onun amacı üzüm yemekti, bağcıyı dövmek değil.

Barış adına çok şey yaptı. Çoğu zaman görünmeyen, arka planda kalan ama çok kıymetli çabaları oldu. Defalarca İmralı’ya gidip geldi. Her seferinde umut taşıdı. Bu ülkenin geleceğine inandı, çocukların silah sesleriyle değil, kuş cıvıltılarıyla uyanacağı bir sabahın hayalini kurdu.

Ama ne yazık ki o sabaha uyanamadan, geçirdiği ağır bir kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı. Ülke barışına en büyük katkıyı sağlayabilecek kişilerden biri olan Sırrı Süreyya Önder, ardında büyük bir boşluk bıraktı.

İnsan tanımadığı birine bu kadar üzülür mü? Evet, ben çok üzüldüm. Onun kaybı sadece bir insanın değil, bir umudun kaybı gibi geldi bana.

Bundan sonra görev, devlet büyüklerine ve siyasetçilere düşüyor. Sırrı Süreyya Önder’in hayalini gerçekleştirmek ve bu ülkeye kalıcı barışı getirmek, onun hatırasına en büyük saygı olacaktır.

Mekanın cennet olsun güzel insan. Hoşça kal…