USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

ALİMLERE DÜŞMANLIK DİNE DÜŞMANLIKTIR

ALİMLERE DÜŞMANLIK DİNE DÜŞMANLIKTIR

Alim ilmiyle amel edendir. İlmiyle amel etmeyene alim denmez. Selef âlimlerinden biri şöyle der: Alimin hedefi ve himmeti riayet etmektir, sufehanın /akılsızların hedefi ise rivayet etmektir. Fudayl b. İyad der ki “ilim sahibi bildiği şeylerle amel etmedikçe cahil olmaya devam eder. Eğer ilmiyle amel ederse işte o zaman alim olur.”

Alim, kınayanın kınamasından korkmadan, hakikati eğip bükmeden tebliğ eden kimsedir.

Alim, Allah'tan en çok korkandır. Kulları içinden ancak âlimler, Allah'tan (gereğince) korkar. (Fatır 28) ayeti

Alimler peygamberlerin varisleridirler. Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) misyonu, aldığı vahyi insanlara tebliğ ve açıklamaktı. Alimlerde aynı misyona sahiptirler.

Alimler hakkında uygunsuz laflar eden, âlimleri toplum nezdinde değersizleştirmeye çalışanların asıl hedefi İslam dinidir. Film ve sinemalarda hoca, yobaz, dünya malına düşkün pasaklı biri olarak gösterildi. Bu alenen dinin temsilcisi konumunda olan âlimleri değersizleştirmek için yapılan algı operasyonlarıdır.

Alimlere dil uzatmak, dile getirdiği hakkı reddetmeye sebeptir. Kureyş müşrikleri ilk önce İslâm’ı karalamamış, önce Resûlullah’ı ( sallallahu aleyhi ve sellem)’i gözden düşürmeye çalışmışlardır. Çünkü çok iyi biliyorlardı ki bu sayede onun dile getirmekte olduğu hakkı kimse kabul etmeyecek. Peygamber olmadan evvel emin, sadık, dürüst, güvenilir olan nasıl olur da bir anda kahine, deliye, sihirbaza dönüşür!...

Alime dil uzatmak, ilmini yaralamaktır. İlim peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ‘in mirasıdır. Alimler de peygamberlerin varisleridir. Dolayısıyla alimi yaralamak peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ‘i yaralamaktır. İbn Abbas (radiyallahu anh) “Kim bir fakihe (alime) sıkıntı verirse, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e sıkıntı vermiştir. Kim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e sıkıntı verirse Allah’a azze ve celle’ye sıkıntı vermiştir. Öyleyse alimi yaralayan kimse, onun sahip olduğu ilmi yaralamaktır. Kim de ilmi yaralar, peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ‘in mirasını yaralamış olur. Aynı zamanda farkında olup ya da olmadan İslam dinini karalamış olur.

Alimleri yaralamak, dil uzatmak, ilim talebelerini ümmetin âlimlerinden uzaklaştırmaktır. Gençleri rehbersiz ve mürşitsiz bırakmaktır.

Alimleri toplumun gözünde düşürmek, onların değerini, itibarını düşürmek demektir. Alimmiş, hocaymış... Ver iki piliç istediğini söylesin gibi söylemler, alimi toplum nezdinde sözüne itibar edilmeyen, adaletli olmayan bir konuma düşürür. Bir toplumda alimler değersizleştirildiğinde o toplumda cahiller öncü olmaya başlar.

İmam Gazali ihya’da şöyle der: Bir alimin hatasını gören iki sebepten dolayı bunu başkalarına anlatması haramdır. İlki bunun bir gıybet olması, ikincisi ve daha önemlisi de bunu anlatmanın dinleyenlerde söz konusu hatanın önemsizliği şeklinde bir kanaat uyandırması, zihinlerinde öyle bir yanlışı yapmanın kaçınılması gereken bir davranış olduğu yönündeki düşüncenin değişmesine yol açar.

Özellikle hocaları, âlimleri, tahkir eden alay konusu yapan hikâye ve öyküleri anlatmaktan kaçınmak gerekir.

Alimler Allah’ın veli kullarıdır. Ebû Hüreyre"den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Allah şöyle buyurdu: "Kim benim bir velî kuluma (dostuma) düşmanlık ederse, ben de ona harp ilân ederim... (Buhari)

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ