USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

NE'Yİ VE KİM'İ NİÇİN ÖLÇÜ ALACAĞIZ?

NE'Yİ VE KİM'İ NİÇİN ÖLÇÜ ALACAĞIZ?

Sevgili Peygamberimiz Efendimiz iki cihan serveri Hazreti Muhammed (asm) vefat ettiğinde, Hazreti Ömer (ra) dahi bu açık gerçeğe ve ölüm hakikatine anında teslim olmadı ve "Resûlullah ölmemiştir ve sağdır. Kim Muhammed (asm) öldü derse onu kılıcımla iki parça ederim” diyerek seslenmiştir. Tabi bu sesleniş, beklenmedik bir acı ve hüzünlü haberin ardından ilk Tepki ve bir feryattır. Normal bir tepki ve feryat görülse de bu sesleniş ölçü alınamaz. Bu durumda hangi sesleniş ölçü alınır?

Hazreti Ebu Bekir’in (ra) şu seslenişi ölçü alınır: "Kim ki Muhammed'e (asm) tapıyorsa, bilsin ki, Muhammed (asm) ölmüştür. Kim ki Allah'a ibadet ve kulluk ediyorsa bilsin ki, Allah Hayy'dır, ölümsüzdür."

Evet, durum bu kadar açık ve nettir. Bize bu ölçüyü zaten aklımız veriyor.

Ardından tefekkür ettiğimizde zaten ölüm gerçeği Kuran-ı Kerim’de defalarca gözler önüne seriliyor.

“Her canlı ölümü tadacaktır.” (Ankebut Suresi, 57)

"Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçti. O ölür veya öldürülürse gerisin geri mi döneceksiniz? Kim geri dönerse Allah'a en küçük bir zarar vermiş olmaz. Fakat şükredenlere Allah mükâfatını verecektir." (Al-i İmran Suresi, 144)

"Muhakkak ki sen de öleceksin onlar da ölecekler."(Zümer Suresi, 30)

Buradan yola çıkarsak şurası bir gerçek, ölüm bir ölçüdür ve sonrasını hesap etmelidir insan.

Hayatı ve ölümü yaratan Allah (cc) tek ve değişmez ölçüdür. Allah’ı ölçü olarak görüp O’na sığınıp güveneceğiz.

 

Hazreti Peygamber (asm) bir ölçüdür. Ancak öncelikle insandır, kuldur ve ölümlüdür.

 

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e (asm) salat, selam ve övgü kelamları eylerken öncelikle kul olduğunu ve sonra resul olduğunu belirtiyoruz.  Yüce Rabbimiz Allah’ın birliğine şehadet ederken de Peygamberimiz’in bir kul ve resul olduğunu belirtiyoruz. "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü." "Sahitlik ederim ki Allah'tan baska ilâh yoktur ve yine sahitlik ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür'' 

 

İşte burada da bir büyük denge ve ölçü var.

 

Ölçü mühim.  Ne’yi, kim’i ölçü aldığımız mühim.

 

Sırf bu Dünya için çalışmış ve sırf bu fani hayata çağırmış kişiler ölçü ve mihenk olamaz. Çünkü hayat yalnız bu Dünya’dan ibaret değildir. Çünkü ölüm var.

 

Sırf Dünyevi başarı, sırf Dunaysa eğlencesi ve keyfi için çabalayan kişi ölçü alınamaz. Çünkü hayat yalnız bu Dünya’dan ibaret değildir. Çünkü ölüm var.

 

Ölçü konusunda çok açık ve net konuşuyorum. Başlı başına fani, hataya her daim hazır insan ölçü alınamaz. Cahil insan asla ölçü alınamaz. Toplum ölçü alınamaz. Hele cahil toplum hiç ölçü alınamaz. Sebebi çok basittir.

 

Bugün bu insan vardır, yarın başka insan vardır. Bugün bu toplum vardır, yarın başka bir toplum vardır. Asla ve kat’a ölçü değildir.

 

Elbette ezelden ebede değişmez ölçü sunanlar, ölüm gerçeğine dikkat çekerek hak ve hakikate çağıranlar ölçü alınabilir.

 

Evet, yalnız Allah (cc) ve Peygamber’i, Kur’an’ı Kerim ve Hadis-i Şerif’ler bizim değişmez hakikat ve ölçümüzdür.

 

Bu bakış açısıyla şu şiirimi yazdım.

ÖLÇÜ ALMA HA!

 

Söylesen duymaz, kelam almazlar.

Olanlardan ibret, ilham almazlar.

Menfaat yoksa selam almazlar.

Sen bu toplumu ölçü alma ha!

 

İşleri güçleri tarla, toprak, ev.

Bu onlar için en asli bir görev.

Koca koca binalar sanki dev.

Sen taşı-kumu ölçü alma ha!

Ne yakını görür, ne uzağı.

Tehlikeye götürür kızağı.

Görmez baş ucundaki tuzağı.

Sen uçurumu ölçü alma ha!

 

Ölçüsü para-pul, altın-pusat.

Onun için yayar etrafa fesat.

Sonunda işleri olacak kesat.

Sen malı-kuyumu ölçü alma!

 

Hiç gözü doymaz, her daim açtır.

İnsanı kullanır, sanki araçtır.

Her duyduğuna inanma, araştır.

Sen sözü-duyumu ölçü alma ha!

Geçip gider bu günler, huzur gelir.

Allah'ın izniyle, ol Hızır gelir.

Tepeden tırnağa hazır gelir.

Sen bu durumu ölçü alma ha!

Sen bu toplumu ölçü alma ha!

Vesselam.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ