BATMAN’IN TRAFİĞİ TIKANMIŞ DURUMDA

KORNALAR KONUŞUYOR, KURALLAR SUSUYOR

Batman büyüyor ama trafiğiyle birlikte değil. Cadde genişliği aynı, yol kültürü aynı, ama araç sayısı her gün katlanarak artıyor. Eh, bir de "kapının önünde durayım", "iki dakika ne olacak" mantığı var ya… İşte o “iki dakika”lar birikiyor, trafiği saatlere çeviriyor.

Gerçekten de artık Batman’da en basit güzergâhlar bile sabır sınavına dönüşmüş durumda. Kaldırımları işgal eden araçlar, duraklarda park eden minibüsler, kavşak ortasında selektörle yol isteyen sürücüler… Yani, yol ortasında herkesin acelesi var ama kimsenin kural umurunda değil.

Karmaşa sadece ana caddelerle sınırlı değil. Ziyagökalp Mahallesi’ndeki 1711. Sokak bunun tipik bir örneği. Zaten dar olan sokak hem çift yönlü trafiğe açık hem de minibüs güzergâhında olmamasına rağmen sıkça minibüsler tarafından kullanılıyor. Üstüne bir de sağlı sollu araç parkları ve kaldırım işgalleri eklenince, sokak adeta kilitleniyor. Bu tablo, Batman’daki trafik keşmekeşliğin küçük ama çok şey anlatan bir özeti niteliğinde.

Otopark yok, alternatif cadde yok, minibüsler zaten bildiğini okuyor. Ve bir de acı gerçek var: Batman’da insanlar, 200 metrelik mesafeye bile araçla gidiyor. Sonra da “Bu trafik neden böyle?” diye dertleniyoruz.

Bazı vatandaşların önerdiği tek-çift plaka uygulaması kulağa ilk bakışta radikal gelebilir ama düşünün: Araba sayısını yarıya indiriyor. En azından bazı günlerde şehir nefes alabilir. Üstelik bu uygulama kalıcı olmak zorunda değil. Bir deneyelim, bakalım şehir rahatlıyor mu?

Ama şunu da unutmayalım: Asıl mesele davranışlarımız. Ne kadar çok yeni cadde açarsak açalım, ne kadar uygulama getirirsek getirelim, saygı ve kurallara uyma kültürü yerleşmedikçe çözüm zor.

Ya her gün bu korna seslerine, bu keşmekeşe katlanmaya devam edeceğiz ya da hep birlikte sağduyulu bir trafik kültürü inşa edeceğiz.

Tercih bizim...