PETROLSPOR YÖNETİMİNE EN AZ YERLİ 2 KİŞİ ALINMALIDIR

Petrolspor’un bugünkü teknik kadrosuna baktığımızda, tamamının Batman dışından gelen isimlerden oluştuğunu görüyoruz. Elbette ki profesyonel futbol dünyasında başarı için deneyimli, işinin ehli teknik direktörler ve yardımcı ekiplerle çalışmak bir gerekliliktir. Ancak bu profesyonelliğin, aidiyet duygusunu tamamen dışlamaması gerektiğini düşünmek de bir o kadar önemlidir. Çünkü bir kulübün başarısı yalnızca skorlarla, puan cetveliyle, transfer bütçesiyle ölçülmez. O kulübün kime ait olduğu, kimler tarafından temsil edildiği, kimin ruhunu sahaya yansıttığı da en az bunlar kadar kıymetlidir. Petrolspor, bu şehrin takımıdır ve Batman halkının yıllardır süregelen bir sevda bağı vardır bu kulüple. O nedenle, teknik heyette en az iki yerli, yani bu şehri bilen, buranın havasını solumuş, suyunu içmiş, duygusunu anlamış yöneticinin yer alması kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Bu yazı kimseyi hedef alma niyetinde değildir. Şu isim olsun, bu kişi gelsin demiyoruz. Ama Batman’da bu işi layıkıyla yapabilecek, kulübün hakkını her ortamda savunabilecek, sahadaki mücadeleyi tribünde ve masada destekleyecek 7-8 isim saymak mümkündür. Bu insanlar, futbolun içinde büyümüş, bu şehrin takımını çocukluk aşkı bellemiş, Petrolspor’un başarısıyla sevinmiş, yenilgisiyle gözyaşı dökmüş kişilerdir. Böyle insanların yönetime alınması, sadece sembolik değil, aynı zamanda çok işlevsel bir adımdır. Çünkü bu insanlar, profesyonel futbolun ruhsuzlaşan yapısı içinde, takıma ruh katan figürlerdir. Bir yabancı teknik adam yenilgiyi “futbolun doğasında var” diye geçiştirebilir. Ama bu şehirde doğmuş, bu takımı gönlünde taşımış bir yönetici o yenilgiyle sabaha kadar uyuyamaz, içine dert eder, çözüm arar, çırpınır. İşte aradığımız duygu tam da budur.

Yönetimin bu konuda duyarsız kalmaması gerekir. Bugün yapılacak bu dokunuş, gelecekte çok büyük bir kırılmanın önüne geçebilir. Belki de ileride, “Keşke zamanında Batmanlı birkaç ismi teknik kadroya alsaydık” denecek ve bunun pişmanlığı yıllar boyu konuşulacaktır. Bu kulüp Batmanlıdır ve Batmanlı kalmalıdır. Teknik ekip tamamen dışarıdan olunca, kulüple şehir arasında görünmez bir mesafe oluşur. Oysa bu bağ hiç kopmamalıdır. Yerli yöneticiler bu bağı diri tutacak en güçlü unsurlardır.

Bunun yanı sıra, kulübün geleceği açısından altyapı konusu da ertelenmemesi gereken bir meseledir. Petrolspor altyapısını güçlendirmeli, yeni yeteneklerin ortaya çıkmasına fırsat tanımalıdır. Bunun için de yine yerel değerlerden yararlanmak, bu şehirde futbolun içinden gelmiş antrenörlerle çalışmak elzemdir. Bu insanlar gençleri hem futbol hem de ahlaki yönden eğitebilir. Batman sokaklarında top koşturan binlerce yetenekli çocuğun yolu altyapıyla kesişmediği sürece, bu şehirden bir yıldızın çıkması hep tesadüflere kalır. Oysa geçmişte, yani bizim zamanımızda, Petrolspor kadrosunda yer alan 18 futbolcunun 12-13’ü yerliydi. Bu futbolcular hem takım ruhunu hem de memleket sevgisini birlikte taşıyor, sahaya yansıtıyorlardı. İşte başarının bir ayağı da buydu.

Petrolspor yönetiminden beklentimiz, bu çağrı yı duymazdan gelmemesidir. Kulübün içinde futbolu bilen, tecrübeli, ağırbaşlı, memleket sevdalısı en az iki ismin teknik kadroya alınması artık zaruridir. Bu bir eleştiri değil, bir öneri, hatta bir sorumluluk hatırlatmasıdır. Çünkü bir gün bu takım sıkıntıya girerse, tribünler sustuğunda, başarılar gelmediğinde, gözler ilk olarak yönetime dönecektir. O gün pişmanlıklar yaşanmaması için bugün tedbir alınmalıdır. Yerli yöneticinin katkısı yalnızca duygusal değil, aynı zamanda yapısal olacaktır. Takımı içeriden bilen, oyuncularla bağ kurabilen, kulübün geçmişini ve ruhunu taşıyan bir yönetici figürü, hem teknik heyeti tamamlar hem de şehirle takım arasında bir köprü görevi görür.

Sonuç olarak, Batman halkının sesi olmak adına bu çağrıyı tekrar ve tekrar dile getiriyorum: Petrolspor’da yerli yöneticiye yer açılmalıdır. Bu çağrı, kulübün başarısı içindir. Bu çağrı, bir şehrin futbol kültürünü yaşatma çabasıdır. Bu çağrı, gönülden gelen bir sorumluluğun sesidir.

Hoşça kalınız.