<div>Batman’ın belediyecilik tarihinde iz bırakan isimlerden biri kuşkusuz merhum Ataullah Hamidi’dir. 1984-1994 yılları arasında iki dönem belediye başkanlığı yapan Hamidi, her ne kadar zaman zaman eleştirilmiş olsa da cesur kararlarıyla şehrin bugünkü görüntüsünün temelini atan isimlerden biri olmuştur. O dönemde aldığı riskler, vatandaşla yüz yüze yaptığı toplantılar ve şehri imar etme gayreti bugün bile hafızalarda tazeliğini koruyor.</div> <div>Hamidi’nin en çok tartışılan çalışmalarından biri kenar mahallelerdeki sokakların imara uygun hale getirilmesiydi. O yıllarda daracık sokaklarda ambulans, itfaiye ve polis araçları giremiyor, herhangi bir acil durumda vatandaşa ulaşmak imkânsız hale geliyordu. Hamidi, bu sorunu çözmek için mahalle sakinleriyle toplantılar yaparak evlerin bahçe ve duvarlarının geri alınmasını istedi. Ancak mahalleli buna karşı çıktı, “imar istemiyoruz” diyerek ayaklandı. Tüm bu tepkilere rağmen Hamidi risk aldı ve sokakların açılmasını sağladı. Bugün baktığımızda o günlerde genişleyen cadde ve sokakların, vatandaşların evlerini daha da kıymetlendirdiğini görüyoruz. Halk o gün istememişti ama zaman, merhum başkanı haklı çıkarmıştı.</div> <div>Bir diğer örnek ise 1987 yılında Bahçelievler Mahallesi’nde yaşandı. Mahallenin kanalizasyonu yoktu ve evsel atıklar foseptik çukurlarına gidiyordu. Vatandaşlar yılda birkaç kez vidanjör tutup bu çukurları boşaltmak zorunda kalıyordu. Hamidi, bu sorunu kökten çözmek için kanalizasyon çalışmasını başlattı. Derin kazılar yapıldı, yağmurlar yağınca her taraf çamura bulandı. Doğal olarak mahalle sakinleri büyük tepki gösterdi. Gazeteci olarak ben de eleştiri oklarını yöneltmiş, “bu çamurdan ne zaman kurtulacağız” diye sormuştum.</div> <div>Hamidi bir gün beni makamına davet etti, çay içip sohbet etmeye başladık. Bana sorular yöneltti:</div> <div>“Kanalizasyonunuz var mı?”</div> <div>“Yok” dedim.</div> <div>“Peki evsel atıklar nereye gidiyor?”</div> <div>“Foseptik çukuruna” cevabını verdim.</div> <div>“Yılda kaç defa boşaltıyorsunuz?” diye sorunca, “3-5 defa” dedim. Bunun üzerine bana şu cümleleri söyledi:</div> <div>“Kanalizasyon bitince bu sorunların hiçbirini yaşamayacaksınız. Parayla vidanjör tutup çukuru boşaltma derdiniz olmayacak. Siz beni eleştiriyorsunuz ama unutmayın, her konuda sıkıntı çekilmeden rahata erişilmez. Bir de bu pencereden bakın.”</div> <div>Bu sözler üzerinde düşündüm ve hak verdim. Gerçekten de şehirlerde yol, kaldırım, asfalt ya da kanalizasyon yapılırken önce zorluklar yaşanır, biraz sabretmek gerekir. Rahmetli Hamidi’nin bu yaklaşımı, belediyeciliğin özünü anlatan ders niteliğinde bir bakış açısıydı.</div> <div>Bugün Batman’ın sokaklarına baktığımızda, 40 yıl öncesinin manzaraları yeniden yaşanıyor gibi. Vatandaşlar arıyor, mesaj yazıyor, gazeteye gelip sitemlerini dile getiriyor: “Belediye her tarafı delik deşik etti” diyorlar. Onlara merhum Hamidi’nin bana söylediği sözleri aktarıyorum. Biraz düşündükten sonra çoğu hak veriyor. Çünkü işin özü değişmedi; sıkıntı çekilmeden rahata kavuşulmuyor.</div> <div>Ancak şunu da vurgulamak gerekir: Yapılacak işler zamanında bitirilmeli. Toprak, asfalt, kaldırım taşı, kum ve çimento günlerce şehrin ortasında bırakılırsa vatandaşın sitem etmesi gayet doğaldır. Hizmet, halkın hayatını kolaylaştırmak içindir, günlük yaşamı aksatacak şekilde uzatılmamalıdır. Merhum Ataullah Hamidi’nin vizyonu bize bunu da hatırlatıyor. Cesaretle başlanan işin aynı cesaretle tamamlanması gerekir.</div> <div>Bugün yaşanan sıkıntılara bakarken, geçmişteki tecrübelerden ders almak en doğru yol olacaktır. Çünkü belediyecilik, sabırla, anlayışla ve zamanında tamamlanan hizmetlerle anlam kazanır. Merhum Hamidi’nin söylediği gibi, “sıkıntı çekilmeden rahata kavuşulmaz” ama o sıkıntıyı da halkın sırtına gereğinden fazla yüklemek doğru değildir.</div> <div>Hoşça kalınız.</div>