YALAN HABER YAZMAK VE SOSYAL MEDYADA HAKARET ETMEK

Bugün size farklı bir konudan bahsedeceğim ve özellikle sosyal medyayı sıklıkla kullananlar ile bazı genç gazeteci arkadaşlarımızın yaptıklarını hatırlatıp bu yanlışlardan vazgeçilmesini, vazgeçilmemesi halinde başlarının ağrıyabileceğini gözler önüne sereceğim.

Efendim, zaman zaman sosyal medyada fotoğraflar görür “5 kişilik bir ailenin sokakta yattığı, soğuktan üşüdüğü, günlerdir yemek yemediği” şeklinde haberler okuruz. Ya da gerçekten de bakıma muhtaç yıkık-dökük bir ev gösterilerek “burada bulunan ailenin günlerce kar altında yaşadığı” dile getirilir, bazı duygusal insanlar da İl yöneticilerini ağır sözlerle eleştirip neden bu ailelerle ilgilenilmediğini yazıp tepkilerini dile getirirler.

Bu ve benzer konuları sıklıkla okuyoruz ve paylaşımları da takip ediyoruz. Gazeteci demek, araştıran, soruşturan, haberin kaynağına inen, gerektiğinde muhataplarıyla konuşan sonrasında da konuyla ilgili yetkililerden bilgi alması gereken kişidir. Yorumcular ise, sadece gördükleri şeylerden yola çıkıp izledikleri fotoğraf ve videolara inanarak klavyeye sarılan kimselerdir.

Değerli arkadaşlar;

Sistem artık eski sistem değil. Gerçekten mağdur olan, geçim sıkıntısı çeken ve hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişiler, Devletin himayesi altındadır ve bunlar yardım talebinde bulunmaları halinde araştırmaları yapılır eğer yasaya uygunsa gerekli her türlü yardımlar kesinlikle kendilerine yapılır.

Ne yazık ki; eşi sigortalı olduğu, adına kayıtlı evi bulunduğu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından her türlü yardımı alan birçok kişi verilenlerle yetinmeyerek ulaşabildikleri gazetecilere durumlarını anlatır, biraz da demogoji yaparak kendilerinin mağdur olduğuna inandırmaya çalışırlar. Daha profesyoneli olanlar da, ilgili kurumların onlardan haberinin olmadığını sanarak daha farklı senaryolar üretirler. Yıkık binaların önlerinde dururlar, boş bir tencereden yemek yiyormuş gibi yaparlar.

Sanırım geçen hafta içinde benzer bir durum yine sosyal medyada paylaşıldı. Bir kadının 4 çocuğuyla sadece bir duvar dibinde yaşadığı gösterildi. Ve bu görüntüyü gören birçok kişi, yaşananın gerçek olduğuna inanarak Valiyi, devleti, bakanları göreve davet etti, bazıları da sınırı aşarak çirkin söylemlerde bulundular.

Ben durumu çok iyi biliyordum. Bu şekilde bana gelen hiçbir kadına yardımcı olmuyorum, çünkü biliyorum ki, doğruyu söylemiyorlar ve “ne koparsam kârdır” anlayışını güdüyorlar. Bunun üzerine durumu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı müdürü Beşir Aslan beyi arayarak bu paylaşımdan haberinin olup olmadığını sordum. Aslan, bu kadının bilinçli olarak bu senaryoyu yazıp oynadığını, kendisine kiralık ev bulabileceğimizi söylememize rağmen “hayır benim evim buradaydı, selde yıkıldı, ben bana burada ev yapılmasını istiyorum” diye direttiğini açıkladı.  Olması gereken yardımları alan bu kadın hep istiyor, hep istiyor.

Bu ve benzer durumları bildiğim için doğrusu ben çok temkinli davranıyor ve istediği yardımı alamadığını, devletin kendisine bakmadığını iddia edip gazeteye haber olmak isteyenlerin haberini yapmak yerine onların durumunu Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından sorup öğreniyorum. Bunların hepsinin de Vakfa kayıtlı olduğunu ve çeşitli yardımlar aldıklarını da öğreniyorum ama bunlar yine de istiyor da istiyor.

Şimdi gelelim yalan haber veya yalan paylaşımın neler getireceğine.

Sosyal medyada ya da gazetelerde çıkan böylesi haberler doğru olmadığı için ilin Valisi, Belediye başkanı, ya da diğer yetkililer bu haberleri “yanıltıcı ve halkı galeyana getirici” diye mahkemelere başvurup yazan ve paylaşım yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunabilirler. Bunun cezası var ve kişiler yani bu haberleri yapanlar ve hakaret içerikli yorumlar yapanlar çeşitli cezalar alabilirler.

Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, Batman’ın hangi mahallesinde ikamet ediyorsa etsin, biz onun yanındayız ve yardım alabilmesi için ilgili kurumları da uyarmaktan imtina etmeyiz. Ama yazımın içinde defalarca belirttiğim gibi, bu işi meslek haline getirenler, gazetecileri bile kandırıyor ve onların yanlış yapmalarına neden oluyorlar.

Onun için dikkatli olmak, haberi yapmadan önce ilgili kurumdan bilgi almak herkesi sıkıntıdan kurtarır ve doğrunun yapılmasını sağlar. Umarım bundan sonra herkes biraz daha dikkatli olur.

Hoşça kalınız.