MODEL İNSAN-2
- 23-09-2025 12:11
- 23-09-2025 12:12

Biz de bir tanıtalım empatiyi: Karşımızdakinin dünyasına girip orada seyyah olmaktır, onu tanımak, dinlemek, onun seviyesine inip, onun diliyle konuşarak davranışlar ortaya koyarak çözümler üretmektir... Empati, evrensel bir değer ve iletişim dilidir. Bu dili bilmeyenlere öğretmeliyiz ve bu dili unutanlara hatırlatmalarda bulunmalıyız ki evimizde, sokağımızda, mahallemizde, şehrimizde, ülkemizde ve nihayetinde dünyamızda sorunlar en aza insin... Kendi çıkarımızın peşinden Hüseyin Bolt, Süreyya Ayhan gibi koşarken hırslanıyoruz, sonuçta birçok kayıp da veriyoruz duygularımızdan. Oysa kendi çıkarlarımızı, hukukumuzu, özgürlüklerimizi düşündüğümüz kadar diğer insan kardeşlerimizin ihtiyaçlarını, hukuklarını da gözetsek model insan olacak, bu dünyada kendi cennetimizi oluşturmuş olacağız.
Biraz sınırlarımızın dışına çıkıp bu pencereden bakalım: Amerika, İsrail tüm dünyayı karşısına alarak Orta Doğu'da süregelen çatışmaları daha da körükleyerek var olan savaşın ateşine süper benzinle gider miydi, BM'yi, uluslararası hukuku, 3 dinin temsilcilerinin iradelerini, hassasiyetlerini pas geçerek "ben yaptım oldu" der miydi, yoksa bu coğrafyayı bir barış havzasına mı çevirirdi? ABD tersi yönde bir adım atsa birkaç haftada Filistin ve İsrail halkları arasında adil, kalıcı bir çözüm sağlayamaz mıydı? Barışın ve huzurun anahtarı yerine savaşın, gözyaşının, kinin ve silahlanmanın anahtarlarını kullanması manidar, vahşice değil mi, hunharca değil mi, bu kitlesel bir cinayet, soykırım değil mi? Amerika, İsrail,Avrupa vb. ülkeler empati yapsaydı Gazze, Filistin, Mısır, Yemen, Sudan, Somali, Suriye, Irak, Pakistan, Afganistan, Myanmar, Filistin vb. ülkeler on yıllarca kan ağlar mıydı, bebekler, anneler denizlerde hayata veda ederler miydi, kendi yurtlarından göç ederler miydi? İmkanları varken Afrika'daki kardeşlerimiz sömürülür müydü, açlığın pençesinde yaşarlar mıydı? Ah Batı medeniyeti, Ah Afrika! Ah empati!
Tüm gücümle tüm insan kardeşlerime sesleniyorum: "Geç değil, gelin empatiyi insanlık anayasamızın en birinci maddesi yapalım. Evrenimizde şefkat, yardımlaşma, iyilik elmasları da var; empatiyle birleştirip model insanlar olalım ki bu masmavi gökyüzünün altında yaşayan tüm varlıkları koruyabilelim. Daha az 'ben' demeyi deneyelim, önüne Çin setlerini inşa edelim ve ‘bize ’yol verelim ki hayat renkli, canlı, huzurlu, yaşanılır olsun..."
Bu yolculuğumuzu biraz daha devam ettirelim isterim. Bay, kendini bayanın yerine koysa; bayan da kendini bayın yerine koysa ülkemizde bu kadar yüksek oranda boşanmalar olur muydu, iletişim kazaları, anlaşmazlıklar olur muydu, cinayetler yaşanır mıydı, kadına şiddet ve insan kardeşlerimize sözle de olsa en küçük bir şiddet uygular mıydık? Tüm bu sorulara toptan cevap vermek istersem kocaman bir "hayır" derim...
Herkesi kendi konumunda kabul eden Hz. Ali'yi, "Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir" diyen Hz. Muhammed'i; "Ne olursan ol yine gel" diyen Hz. Mevlâna’yı; "Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü" diyen Yunus Emre'yi; "Dicle'nin kenarında bir kurt bir kuzu kapsa Ömer'den sorulur" diyen Hz. Ömer'i anlasaydık, idrak etseydik, çatışmaları, ötekileştirmeleri, kutuplaşmaları, entrikaları en aza indirmiş olmaz mıydık?
Bu arada aklıma bir dua geldi: "Allah'ım! Her varlığa empati ile bakmamız noktasında gerekli şuuru, bilinci, farkındalığı, hassasiyeti bize nasip et..." Birçok yerde, iklimde, ortamda, coğrafyada bu kadar kâr ettiren sihirli kelimeyi çok sevdim ve artık bende müthiş bir farkındalık oluşturdu. Hayata, insanlara ve diğer varlıklara farklı pencerelerden pozitif bakmaya karar verdim. Bu kelime bana birçok değer kattı, ruh, nefes verdi, açlıktan susuzluktan kırılan duygularımı besledi, suladı.
Her insan bir dünyadır, bir evrendir. Herkesin "ben" dediği bir çağda, diğerlerinin dünyalarını, duygularını, ihtiyaçlarını bilemeyiz, anlayamayız... Öyle ise empatiyi tabiatımız haline getirelim, model insanlar olup çağa, insanlığa mührümüzü vuralım...