29 EKİM RESEPSİYONUNDAN GERİDE KALAN

29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu TPAO. Kristal Park’ta yapıldı.

Vali sayın Ekrem Canalp ve bayan Ayten Canalp’ın ev sahipliğindeki resepsiyona rekor sayılacak düzeyde katılım olmuştu.

İyi güzel ama, bazı sorunlar yaşandı, zaman zaman havasızlıktan insanlar bunaldı.

Bunda geceyi düzenleyenlerin hiçbir suçu kabahati yoktu.

Buna rağmen yemek yiyemeyenler küstü, eleştirdi, söylendi.

İyi güzel de kardeşim Valilik sizi veya en çok sizle beraber bir kişiyi davet ederken örneğin siyasi parti temsilcileri, bazı dernek ve vakıf başkanları, bazı okul yöneticileri 7-8 kişi arasındaki katılımlarla sistemi bozdular, eleştirilere neden oldular.

Aslında Valilik protokol müdürlüğünün acil olarak kendisindeki listeyi güncellemesi gerekir. Hatta bu tür Milli bayram resepsiyonlarında davetiyeye “2 kişiliktir” yazıp gerekirse başkalarını almamalılar.

Bu durum önceden de yaşanıyordu ama, önceki günkü kadar değil.

Burada suçlu aramak, programı eleştirmek yerine kendi kendimizi sorgulayıp bu tür davetlere 7-8 kişi olarak gitmekten vazgeçersek sorun kalmaz.

Umarım yetkililer gereğini yapar.

ERKEN ÖLMENE GEREK YOK

AK Parti İl Başkanı Ömer Güzel, hem esprili, hem şakacı, hem de soyadı gibi güzel bir insandır.

Konuşurken, sohbet ederken mutlaka espriler yapar ve çevresindekileri tebessüm ettirir.

Bu nedenle herkes Ömer Güzel’i sever ve sayar.

Sevgili Ömer kardeşimiz, Batman Gazetesi’nin arşivini Batman’lılara açtığı gün ekibiyle birlikte standımızı ziyaret etti ve yaptığımız çalışmayı çok beğendiğini belirterek bizlere teşekkür etti, ardından da Madagaskar seyahatimi sordu.

Birkaç cümle konuştuktan sonra orada Müslüman olup olmadığını, ölülerin nasıl toprağa verildiğini sordu.

Bende ülkedeki 32 milyon insanın yüzde 4’ünün Müslüman olduğunu, ölenler için de aile mezarlığı şeklinde betondan ev yapılıp bunların tabut içinde bu binaya konulduğunu anlattım arkasından da cenazelerin 3 yılda bir tabutla birlikte dışarı çıkarıldığını ve gün boyu ölüler için dans edilerek köyde gezdirildiğini, onlar için yemek yapıldığını belirttim.

Ömer Güzel birden sözümü kesti ve şöyle dedi:

“Abi bu benim vasiyetimdir, ben ölürsem beni o ülkeye götürün, orada dans var, eğlence var, yemek var, ben oraya gitmek istiyorum…”

Bu vasiyet yerine gelir mi, gelmez mi bilmem ama Özel Güzel’e şöyle dedim:

“Sayın Başkanım senin öldükten sonra götürülmene gerek yok, şimdiden gidersem yine orada istediğin kadar dans eder ve seni tabutun içine koyup gezdirirler…”