<div>Batman Barosu’nun son dönemlerdeki en dikkat çekici çalışmalarından biri Beşiri ilçesinde bulunan kapalı cezaevine yönelik yaptığı yerinde inceleme ve kamuoyuna yaptığı açıklamaydı. Baro Başkanı Av. A. Hamit Çakan öncülüğündeki heyet, cezaevinde yaşanan sorunları yerinde tespit etti, cezaevi yetkilileriyle görüştü ve ardından kamuoyuyla paylaştı. Bu çalışmanın ardından hem Baro’nun duyarlılığı hem de cezaevinde yaşanan koşulların açıklıkla dile getirilmesi hak temelli yönetim anlayışı açısından önemli bir gelişmeydi.</div> <div>Baro’nun kamuoyuyla paylaştığı bilgilere göre Beşiri Cezaevi'nde ciddi yapısal sorunlar mevcut. En temel insan hakkı olan sağlıklı yaşam hakkına doğrudan temas eden bu sorunların başında içme ve kullanma suyu yetersizliği yer alıyor. Ayrıca hasta mahkumların sevklerinde yaşanan gecikmeler, kanalizasyonun açıkta akması gibi hem insani hem de çevresel riskler taşıyan problemler dikkat çekiyor. Cezaevi yönetimi ise bu sorunların farkında olduklarını ve çözüm için Adalet Bakanlığı başta olmak üzere ilgili mercilerle yazışmalar yapıldığını belirtmiş.</div> <div>Ancak olay sadece cezaevi yönetimiyle sınırlı değil. Sorunları yerinde görüp dile getiren Baro heyeti, çözüm arayışlarını yerel idarelerle de paylaşarak daha geniş bir dayanışma ağı kurmak istemiş. Bu kapsamda Beşiri Belediye Başkanı Alparslan Karabulut ile de bir görüşme yapılmış. Başkan Karabulut, görüşmelerde, belediye sınırları içinde bulunan cezaevinin teknik olarak ilçe nüfusuna katkı sağlamadığını, bütçelerine bir gelir getirmediğini ama buna rağmen ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını ifade etmişti.</div> <div>Bu köşede konuyu gündeme getirmemizin ardından Belediye Başkanı Alparslan Karabulut, doğrudan bize bir açıklama yaptı. Açıklamasında samimi bir dille şunları söyledi: “Nizamettin abi, Baro ile yapılan görüşmede de açıkça söyledim; eğer Valilik ve İl Özel İdare’den gerekli destek gelirse Beşiri Cezaevi'ndeki tüm sorunları çözmeye hazır olduğumu resmi olarak belirttim. Belediye olarak cezaevinden herhangi bir maddi katkı almıyoruz. Yani nüfus olarak bize kayıtlı değiller. Ancak biz tüm yükünü üstleniyoruz. Sadece gerekli malzemelerin bize sağlanmasını talep ettim. İşçilik, araç, ekipman desteği bizden. Yazışmalarımızı yaptık, şimdi geri dönüş bekliyoruz.”</div> <div>Başkan Karabulut’un bu açıklamaları, yerel yönetimlerin kaynak ve yetki sınırlılıkları altında bile çözüm üretme çabasını gösteriyor. Ancak burada asıl dikkat çeken konu, cezaevlerinin konum itibarıyla belediyelerden bağımsız bir yapıya sahip olmaları. Başkan da buna değinerek cezaevlerinin “organize sanayi bölgeleri gibi” yerel yönetimlerden ayrı olduğunu, bu nedenle doğrudan sorumlu tutulmalarının adil olmadığını belirtiyor.</div> <div>Gelinen noktada, her iki tarafın da çözüm odaklı bir tutum sergilediği ortada. Baro, insan hakları temelinde konuyu gündeme taşıyor. Belediye ise üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu bildiriyor. Fakat bu noktada çözüm için asıl yük, merkezi idarede. Valilik, İl Özel İdare, Adalet Bakanlığı gibi kurumların bu seslere kulak vermesi ve gerekli adımları atması gerekiyor. Cezaevindeki bir mahkumun da bir insan olduğunu, temel yaşam haklarından yoksun bırakılmasının kabul edilemez olduğunu unutmamak gerek.</div> <div>Sonuç olarak mesele, sadece bir ilçedeki cezaevinin teknik sıkıntıları değil; bu ülkenin adalet anlayışının, insan onuruna verdiği değerin ve yerel idare- merkezi idare iş birliğinin bir sınavıdır. Beşiri Cezaevi’nde yaşanan sorunlar çözüme kavuşursa, bu sadece oradaki mahkumların değil, hepimizin insanlık sınavından geçtiğimizin göstergesi olacaktır.</div> <div>Hoşça kalınız.</div>