USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

ALLAH AŞKINA YETER ARTIK…

ALLAH AŞKINA YETER ARTIK…

En ufak bir kazada, aynaya sürtmede, tampona dokunmada, hafif bir çarpmada bile araçlardan öfkeyle iniliyor. Daha ilk cümle bağırarak kuruluyor: “Kör müsün ulan, görmüyor musun?” Hakareti duyan susmuyor, o da karşılık veriyor. Bir adım, sonra bir adım daha… Sözler sertleşiyor, eller havaya kalkıyor. Yanlarında bulunanlar araya girmek yerine kavgaya dahil oluyor. Ve ne yazık ki bu ülkede, bu şehirde, bu topraklarda kavganın bir noktadan sonra silaha dönüşmesi artık kimseyi şaşırtmıyor. Sonrası mı? Birileri toprağın altına giriyor, birileri demir parmaklıkların arkasına. Geriye ise gözyaşı, pişmanlık ve telafisi mümkün olmayan acılar kalıyor.

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum; bu tür olaylara karışanların büyük çoğunluğu 25-35 yaş aralığında. Şimdi soruyorum: Bugüne kadar 55-60 yaşında bir sürücünün trafikte silah çekip birini vurduğunu, küfürler savurduğunu, ortalığı birbirine kattığını gördünüz mü? Duydunuz mu? Ben duymadım. Çünkü yaş ilerledikçe insan, bir anlık öfkenin nelere mal olabileceğini daha iyi kavrıyor. Hayatın ne kadar kısa, bir saniyenin ne kadar uzun sonuçlar doğurabileceğini biliyor.

Ama ne yazık ki gençlik ateşiyle, öfkeyi akıl süzgecinden geçirmeden hareket eden bir kesim var. Özellikle Batman’da, basit bir trafik kazası bir anda cinayetle sonuçlanabiliyor. Olan olduktan sonra herkes üzülüyor, herkes “keşke” diyor ama o keşkenin kimseye faydası olmuyor.

Oysa kaza olmuşsa olmuş, hasar varsa var. Mal gider, can gitmez. Böyle bir durumda kazaya sebep olan kişi, karşısındakine sakin bir dille şunu söyleyebilse: “Kardeşim, ikimize de geçmiş olsun. Allah bizi korudu, sen de ben de ölebilirdik. Birbirimizi tanımıyoruz, birbirimize kastımız yok. Bağırmaya, çağırmaya, hakaret etmeye gerek yok. Aracındaki masrafı karşılayacağım.” İşte o zaman ortam yumuşar. Orada toplananlar da kavgayı körüklemek yerine barışa yardımcı olur. Birkaç cümle, birkaç dakika, bir ömürlük felaketin önüne geçer.

Ama biz ne yapıyoruz? Daha ilk anda küfür ediyor, hakaret ediyor, karşı tarafı aşağılıyoruz. Sinir yükseliyor, göz kararıyor ve o kahrolası silahlar devreye giriyor. Bir anlık öfke, bir tetiğe dokunuş… Sonra geri dönüşü olmayan bir yol. Önceki gün yaşadığımız da tam olarak bu değil miydi?

Bu öfke, bu sinir, bu tahammülsüzlük neden? Neden sakin kalamıyoruz, neden kendimizi kontrol edemiyoruz? Kontrol edemediğimiz her an, karşımıza ocak söndüren olaylar çıkıyor. Ya birini vuruyoruz ya da vuruluyoruz. Ortası yok.

Bugün yaşı 50’nin üzerinde olan birçok Batmanlı sürücü, trafiğe çıkarken korku ve endişe duyuyor. “Bir kaza yaparsam acaba beni de vururlar mı?” diye düşünür hale geldiler. Trafik artık sadece araçların değil, sinirlerin de çarpıştığı bir alan oldu.

Buradan araç kullanan herkese sesleniyorum: Sonu ölüme varan ani çıkışlara, kontrolsüz öfkeye gerçekten gerek var mı? Olan zaten olmuş. Eğer kazada ölü ya da yaralı yoksa konuyu büyütmenin kimseye faydası yok. 28.12.2025 günü saat 00.40 sıralarında yaşanan kazada, ani öfke bir kişinin hayatını söndürdü; iki kişiyi de ömür boyu cezaevine mahkûm etti. Bir dakika sakin olunabilseydi, bugün bambaşka şeyler konuşuyor olacaktık.

Allah aşkına biraz sakin olun. Öfkenin sizi yönetmesine izin vermeyin. Gerekirse öfke kontrolü eğitimi alın. Çünkü kaybedilen bir canın, sönen bir ocağın, mahvolan hayatların telafisi yok. Ne toprağın altına girmeye ne de cezaevinde çürümeye değer.

Hoşça kalınız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ