Son zamanlarda sosyal medyada büyük bir hızla yayılan ve özellikle ekonomik zorluk içindeki vatandaşlarımızı hedef alan sahte yatırım reklamları giderek artıyor. Bunların en dikkat çekici olanı ise TPAO hisseleri üzerinden kurulan kurgusal bir saadet zinciri. Ortada ne gerçek bir hisse alım-satımı ne de vaat edilen kazançlar var. Ancak yapılan montajlarla, ülkenin en üst düzey yöneticilerinden sanatçılara kadar birçok ismin sesi ve görüntüsü kullanılarak, vatandaşlar kandırılıyor. Bu sahte videolarda Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Bakanlar, hatta CHP Genel Başkanı ve diğer muhalefet liderleri gibi siyasilerin ağzından TPAO hissesi almanın büyük kazanç sağlayacağı söyleniyor. Yetmiyor, ünlü iş insanları, gazeteciler, sanatçılar ve sporcular da sanki bu sisteme dahil olmuş gibi gösteriliyor. Videolarda “Yapay zeka sayesinde” dudak hareketleri birebir taklit edilerek gerçeklik algısı pekiştiriliyor. İşin kötüsü, birçok insan bu içeriklerin gerçekten söylendiğini düşünüp harekete geçiyor. Biz Batman’da yaşıyoruz. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bu şehrin kalbinde yer alan, birçok kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak çalıştığı bir kurum. TPAO’nun hisselerinin piyasada bu şekilde halka açık bir şekilde işlem görmediğini herkes bilir. Batman’da böyle bir gelişme yaşansa, kuşkusuz en önce buradaki halk harekete geçerdi. Ama ortada somut hiçbir şey yok. Söylenen tek şey: “8 bin liralık yatırım yaparsan, bir ay sonra 80 bin lira olur.” Peki soruyoruz: Var mı böyle bir kazanç sistemi? Elbette yok. Ama bu vaatler, geçim derdindeki, borçla boğuşan ya da gelecek kaygısı taşıyan vatandaşlarımızı etkiliyor. İnsanlar umut bağladıkları bu videolara inanarak ellerindeki üç kuruşu dolandırıcılara kaptırıyor. Çünkü bu yayınlar oldukça profesyonel hazırlanıyor ve ikna edici oluyor. Sadece ikna etmekle kalmıyor, insanları acele etmeye yönlendiriyor. “Bu fırsat birkaç gün içinde sona erecek!” gibi ifadelerle psikolojik baskı kuruluyor. Her şey gerçek gibi görünüyor ama gerçekte olan şey, soğukkanlı bir dolandırıcılıktan başka bir şey değil. Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir konu var: Bu yayınlar Türkiye’den yapılmıyor. Büyük ihtimalle yurt dışı merkezli organizasyonlar tarafından yürütülüyor. Bu yüzden de yerel makamlar hemen müdahale edemiyor. Ancak bu durum, vatandaşın bilinçsiz kalmasını meşrulaştırmaz. Devletin ilgili kurumları kamuoyunu açıkça bilgilendirmeli. Cumhurbaşkanlığı, Maliye Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK ve elbette ki TPAO Genel Müdürlüğü, bu konuda sessiz kalmamalıdır. Halkın güven duyduğu kurumsal ağızlar, ulusal basında, televizyonlarda ve özellikle sosyal medya platformlarında açıklamalar yaparak bu işin bir dolandırıcılık olduğunu açıkça ilan etmelidir. Aksi hâlde her geçen gün daha fazla insan kandırılacak ve geri dönüşü mümkün olmayan mağduriyetler yaşanacaktır. İnternet ortamında yayılan bu tür içerikler sadece bir dolandırıcılık aracı değil; aynı zamanda toplumsal güveni, devlet kurumlarına olan inancı ve vatandaşlar arasındaki ekonomik adalet duygusunu da zedeliyor. İnsanların kısa yoldan zengin olma hayaliyle gerçeklerden kopmasına neden oluyor. Buradan hemşerilerimize seslenmek istiyoruz: Lütfen bu tür reklamlara, vaatlere, "bir ayda paranı katlar" diyen sistemlere itibar etmeyin. Akıl ve sağduyu en büyük sermayemizdir. Unutmayın, bir yatırım gerçekse, onun şeffaf ve denetlenebilir bir zemini olur. Devletin ilgili kurumları bu işin içinde değildir. Hiçbir devlet kurumu size bu şekilde bir kazanç vadiyle gelmez. Ve son olarak, basın olarak görevimiz sadece haber vermek değil, aynı zamanda halkı korumaktır. Bu tür sahtekârlıklara karşı hep birlikte ses çıkarmalıyız. Çünkü kaybedilen sadece para değil; aynı zamanda güven, umut ve dayanışma duygusudur. Hoşça kalınız.