‘Yenilenebilir Enerji’ sürekli devam eden doğal döngülerden var olan enerji akışından elde edilen bir enerjidir. Bu kaynaklar güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerjisi, biokütle enerjisi ve hidrojen enerjisi olarak sıralanabilir. Bu sıraladığımız bütün enerji çeşitleri her şekilde keşfedilmeyi beklemektedirler. Halen istediğimiz seviyeye getiremediğimiz enerjiyi, önümüzdeki yıllarda iyi değerlendirip insanlığın hizmetinde olması gerekenden çok daha fazla aktif bir duruma getirilebilir. Dünyanın artan nüfusuna bağlı olarak artan enerji talebini karşılamak için yenilenebilir enerji kaynakları bu anlamda önümüze büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu fırsatları iyi okuyup olması gerektiği gibi değerlendirdiğimiz takdirde geleceğimize büyük bir yatırım yapmış olacağız. Bütün dünya ülkelerinde enerji ihtiyacının yenilenebilir enerjiden karşılanması adına büyük bir farkındalık oluştu. Çünkü fosil yakıtlar yakın bir zamanda biteceklerinin sinyalini vermektedirler. Büyük ülke olma vizyonuna enerjiyi dâhil etmeyen ülkeler, kendi vatandaşlarına en büyük zararlardan birini vermiş olacaklardır. Çünkü enerji üretimini ‘tüketerek üreten’ bir bakış açısıyla yoğrulan mantık yarı yolda kalır ve karşısındakini de yarı yolda bırakır. Ülkemiz yenilenebilir enerji potansiyeli açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Bunu küçük bir örnek vererek izah etmeye çalışalım. Ülkemizde güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyeli açısından üretimin en az olduğu bölge Karadeniz bölgesidir. Peki, bu Karadeniz’in enerji üretiminin az olduğunu mu gösteriyor? Ebetteki cevabımız hayır. Çünkü dünyada güneş enerjisi üretimi ve üretilen elektriğin tüketimi açısından ilk sırada bulunan Almanya’nın güneş enerji potansiyeli, Karadeniz’deki güneş enerjisi üretim potansiyeline yakın bir değerdedir. Sahip olduğumuz yenilenebilir enerji potansiyelini iyi değerlendirdiğimiz takdirde enerji alanında Almanya’ya göre emekleme döneminde olsak bile, aramızdaki bazı büyük farkları kapatmamak için önümüzde hiçbir engelin bulunmadığını görebiliriz. Bunu başta Almanya’nın ve diğer dünya ülkelerinin tecrübelerini harmanlayarak, iyi bir fizibiliteyle kısa, orta ve uzun vadede hedefler konularak ülkemizi, enerji alanında çok iyi bir yere getirebiliriz. Yılda yaklaşık olarak güneşlenme süresi bir aya yakın olan ve bu özelliği kullanarak dünyanın en iyi ince film dediğimiz güneş panellerinden birini üreten Japonya gibi, güneş enerjisi teknolojisini Almanya’dan alan ve çok sonra dünya piyasasına giren, panel üreterek Almanya, Amerika ve Avrupa ülkelerinin anti-damping ‘leri ile baş etmiş ve bunun yanında dünya devi olmuş alman panel üretim firmalarını iflas ettirebilen bir Çin gibi bizde neden dünya devleri ligine giremeyelim ki? Hiç bir şey için geç kalmış değiliz. Çünkü dünya yenilenebilir enerji teknolojisi alanında daha yolun başındadır. Bu rüzgârı arkamıza almamak için hiçbir sebebimiz bulunmamaktadır. Bilinmesi gerekir ki dünyada teknolojik öngörüler beklentilerin hep üzerinde olmuştur. Bizde bu anlamda beklentilerimizi gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ülkeleri gibi yüksekte tutarak üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın el ele verip en önemlisi devletimizin de desteğiyle bu güzel ülkenin yarınlarını enerji alanında güzel bir yere neden getiremeyelim ki? Bizde kendi köşemizden bir Batmanlı kardeşiniz olarak yenilenebilir enerji alanında insanımızı mümkün olduğu kadar naçizane bilgilendirmek istiyoruz. Yürekten inanarak şunu belirteyim ki insanımız bunu çoktan hak etmektedir. Umuyoruz ki yenilenebilir enerjinin öyküsünde insanımız ve ülkemiz için bizim de çorbada azıcıkta olsa biraz tuzumuz olur. Herkese bol enerjili günler diliyorum…