<div></div> <div> Güven; korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusudur. Bereketli bir toprak gibidir, ektiğin her tohum diktiğin her bitki adeta altın başaklar gibi, bereket, huzur, iletişim başaklarını verir...</div> <div> Güven olmazsa; ümit, huzur, sevgi, üretim, inanç, ekonomi, adalet gibi durumlar büyük yara alır ve bahar iklimi yerini kara kışa bırakır... Güveni bir çınar ağacına benzetirsek, onu besleyecek faktörler özgüven, medeniyet, cesaret, dürüstlük, sadakat, maddi manevi kültür, ahlak, iyi bir eğitim, bilgi, inanç, tecrübe, demokrasi, insan hakları, ekonomi, donanım, tarih şuuru ve dil bilincidir... Özgüven kendi değerinizi tanıma ve anlamanızla, kendinizi sevmenizle ve gelişmenizle birlikte ortaya çıkan tutkulu inançtır... İnsanı diri tutan, onu güçlü kılan en belirgin özellik özgüven pratiğine sahip olmaktır. Özgüveni olan bir insan; ailede, toplumda sevilir, bünyesinde güçlü mıknatıslar barındıran bir merkez gibi insanları kendine çeker. Güneş gibi insanları ısıtır ve ışıtır, insanlar da ışığa uçan kelebekler gibi ona uçar, huzur iklimine girer. Nasıl mı, 1500 yıl geriye gidelim mi? Cahiliye devri kapkaranlık ve soğuktu, her şeyin ayarı bozulmuştu, güven kıtlık devrini yaşamaktaydı, hak, adalet, insanlık ve inanç sürgünler yaşıyordu. Helvadan yaptıkları putlardı tanrıları, ümitleri. Sanki o kış iklimi, hapsetmişti değerlerini insanların. <strong>Nakış nakış ördüğü, oya gibi işlediği, inşa ettiği güven iklimindeki emniyet güneşi Hz. Ahmet Muhammed Mustafa sav, ELEMİN unvanını aldı ve asırlarca değiştirilemeyecek onca yanlış değerleri kısa zamanda harika değerlerle, davranışlarla değiştirdi, el emin unvanıyla ahlakta diriliş devrimiyle bahar mevsimlerini oluşturdu, bir gül devrini, iklimini hediye etti tüm varlıklara…</strong></div> <div> Bilim adamları dünyada kendi alanlarında başarılı olmuş 100 insana başarılı olmalarının sırrını sorarlar. Özetin özeti, Bir gün birinin bana söylediği ; "Sen harikasın, bu işin üstesinden gelirsin, sesin harika, hitabetin etkileyici, sanat anlayışına hayranım, matematikte dahi olabilirsin ."gibi özgüven sağlayıcı, besleyici dopingli sözlerdi... İnsan kendisinin yetenekli olduğu alanı bulmalı, yeteneklerini özgüvenle beslemeli, geliştirmeli ve güven iklimine girip kendini gerçekleştirmelidir... Kendine güvenen biri karşısındakine de güven verir. Yalandan, iki yüzlülükten uzak olduğu için kendinden emindir. Yalan atmaz, verdiği sözü yerine getirir, emanete hıyanet etmez. İnsanlarla ilişkilerinde doğruluk, dürüstlük ve saygı ön plandadır. Dostluğa, arkadaşlığa önem verir, titiz ve nezaketlidir, edeplidir, sahaya öz güvenle çıkar, maçı alır, şampiyonluğun güçlü adayı olur, kupaları toplar hediye eder mirasına insanlığın… Problemlerin çözümünde bir anahtar rolünü oynar, motivasyon ve cesareti şaha kaldırır. Güvendiğimiz insanlarla her şeyimizi paylaşır, alışveriş yaparız. Güvenmediklerimizle iletişimi sınırlandırırız. Özgüven, zaman içinde büyüyen, olgunlaşan, meyve veren bir bitki gibidir, aktif, stratejik sabır,plan gerektirir. Güven, insanları bir arada tutan bir mıknatıs gibidir. Güvensizlik iklimi hakim olursa insan,o iklimde kendini gerçekleştiremez, yapabileceklerini yapamaz, yeni fırsatları değerlendiremez, kimliğini bulamaz, çok çok eksik kalır, adeta çeyrek insan olur... Bir aile veya kurum düşünün kemse kimseye güvenmiyor, güven vermiyor, orada huzur, sevgi, saygı, verim, başarı olur mu? İnsanın kendine yapabileceği en büyük fenalık güven iklimine zarar vermesi ve özgüvenini, ümidini yitirmesidir... Kendine güven kazanmanın biricik yolu; başarısızlığa yer vermeyecek derecede bir şeye iyi hazırlanmaktır valsa vazgeçmemektir. Sözlü ve fiili dualarını ilim, akıl, tecrübe üçgeniyle inşa etmelidir. Ama her şeyde denge vardır. Bu özgüven; kibri, egoyu, nefsi beslememelidir. Beslerse insanı zehirler, kaydırır, iki dünyasını ateşlere atabilir. </div> <div> <strong>Ben hayatta iki şeye güveniyorum: Biri aynaya baktığımda gördüğüme diğeri yukarıya baktığımda göremediğime… Bu söz rehberimiz olabilir.</strong> Biriyle alışveriş yapmadan, seyahate çıkmadan, yakın komşuluk etmeden ona güvenmek yanlıştır. İnsanları belli testlerden geçirmeden onlara güvenirsek, başımıza türlü sorunlar açılabilirler. Eyleme geçmeyen hiçbir söyleme inanmamalı, güvenmemeliyiz. Tilki, kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?</div> <div> Güven, dünyamızda, hayatımızda kıtlık sürecini yaşarken yeniden el eminlere su, hava, ekmek kadar muhtacız. Haydi, birlikte güvenli yarınlara, güven iklimini, stratejik bilinçle, eğitimle, hal dilimizle, ilmi hal ile sanatla inşa etmeye...</div> <div> </div>