USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

İNSANLIĞIN HAFIZASI: İHTİYARLIK

İNSANLIĞIN HAFIZASI: İHTİYARLIK
“Seçkin, seçilmiş” anlamlarına gelen “İhtiyar, muhtar” kelimelerinin kök anlamları aynı olup, kemale ermiş insan demektir. Kendilerine danışılan, görüşlerine değer verilen bu mümtaz insanlar, bilge oluşlarıyla gençlere, toplumun bütün kesimlerine rol model olabilecek şahsiyetlerdir.
Bilgelik konumuna gelen ihtiyarlar; “Dünyanın atan nabzı, sızlayan vicdanı, hakkaniyet ufku ve merhamet pınarlarıdır. Tanıdığım her bilgenin gözlerinden; çocukluğun masumiyeti, gençliğin zarafeti, olgunluğun kararlılığı ve yaşlılığın bilgeliği okunuyor.”
Hayatın her anı güzeldir ve anlamlıdır. Önemli olan her dönemin hakkını vererek, hayatı anlamlı kılmanın çabası içinde olmaktır. İhtiyarlık dönemi, ruhumuzun en olgun olduğu dönemidir. “Gençliğin güzel bir yüzü, ihtiyarlığın güzel bir ruhu vardır.” derler.
Peygamber efendimiz: “Bir genç, yaşlı bir kimseye yaşından dolayı hürmet ederse, Allah da ona yaşlandığında hürmet edecek insanlar hazırlar.” diyerek yaşlılara karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmaktadır.
Yılların birikimiyle, tecrübesiyle, derinlikli bir bakış açsıyla hayata yepyeni ve farklı bakanlar, arkalarında derin izler bırakmışlardır. Mimar Sinan, Süleymaniye’yi bitirdiğinde, Galileo günlük ve aylık çizimlerini yaptığında yetmiş yaşın çok üzerinde idiler. Pasteur Kudüs mikrobunu altmışında ve Sadi Şirazi, Gülistanı yazdığında seksen yaşındaydı.
“Yaşlanmak, yeni bir işe başlamaktır.” der Goethe.  Bu yeni iş, hayatın en verimli, en derinlikli ve bilgeliği içinde barındıran bir iştir. Bu insanlardan yararlanmak, geçmişle geleceği ilişkilendirmek ve en üst düzeyde onların tavsiye ve önerilerini dinlemek gerekmektedir. Yaşlanmak; işsiz kalmak, yalnızlaşmak olmamalıdır. Aksine İhtiyar insan, yepyeni bir ortamda yeni ilişkiler ağıyla, hayata dair tecrübeleriyle, insanlığa yepyeni ufuklar kazandırma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelden yararlanmak ve onu kinetiğe dönüştürmek bizim sorumluluğumuzdadır.
 “Cicero’ya yaşlılığında sorulan soru: Üstad! yeniden gençliğe dönmek ister miydiniz?
Verdiği cevap: “Yarışı birinci bitiren bir at, neden bir daha başlangıç çizgisine dönmek istesin ki…”
Bir bilge kişi der ki,
“ Ben her zaman yaşlılar gibi olgun düşünen gençlere, gençler gibi neşeli olan yaşlılara hayranımdır.  
Zaten neşeli olanlar hiçbir zaman yaşlanmazlar. “Yaşlanmak ve yaş almak,”  
Gençlik bir hayat devresi değil, bir akıl halidir.  
Yıllar cildi buruşturabilir, ancak heyecanların bitişiyle ruh buruşur.  
İnsan kendine olan güveni kadar genç, kuşkusu kadar yaşlı, cesareti kadar genç,
Korkuları kadar yaşlı, umudu kadar genç, bezginliği kadar yaşlıdır.  
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla yaşlanmaz. İnsanları yaşlandıran, ideallerinin bitmesidir.
Kalbi sevdikçe, neşe duydukça, güzellikleri fark ettikçe, beyni yeni şeyler keşfettikçe herkes gençtir.!!!!  
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.  
İnsan, Yaşlı olmaya karar verdiği gün yaşlanır.”  
Seçkin, seçilmiş demek olan ihtiyarlarımız; insanlığın hafızası hükmündedir. Bu hafızaya sahip olmak, onu gelecekle buluşturmak, temel değerlerimize sımsıkı sarılmak demektir. Köklerimiz sağlam oldukça, geleceğe dönük emin adımlarla yürürüz.  
 Allah bizlere her yaşın güzelliğini ve sorumluluk bilincini ihsan ve ikram eylesin.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ