<div>Dünya bir kez daha insanlığını kaybediyor.</div> <div>Gazze’de bir annenin feryadı hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor.</div> <div>İşgalci İsrail, sözde “anlaşmalara” rağmen bir milleti haritadan silmeye çalışıyor.</div> <div>Çocukların, bebeklerin, yaşlıların kanı Akdeniz’e karışıyor…</div> <div>Ve dünya sessiz.</div> <div>Tıpkı Sudan’da olduğu gibi, Müslüman görünümlü kâfirlerin elinde yok edilen bir halkın çığlığına kulak tıkandığı gibi!</div> <div>Arakan’a gidiyorsun, Budist çeteler tarafından diri diri yakılan Müslümanların sessiz feryadı gökyüzünü deliyor.</div> <div>Suriye’de, Irak’ta, Filipinler’de, Orta Afrika’da…</div> <div>Nerede bir Müslüman varsa, orada kan var, gözyaşı var, sürgün var!</div> <div>Kimi zaman emperyalistlerin bombalarıyla, kimi zaman sözde Müslüman liderlerin ihanetleriyle, kimi zaman da batının maşası terör örgütleri eliyle!</div> <div>Ve kimse sormuyor:</div> <div>“Neden hep Müslüman coğrafyası kanıyor?”</div> <div>Neden her sabah uyandığımızda bir İslam beldesinden ağıt sesi yükseliyor?</div> <div>Oysa bir zamanlar bu topraklarda adaletin sancağı dalgalanıyordu.</div> <div>700 yıl boyunca Osmanlı’nın hüküm sürdüğü bu coğrafyada, bir tek mazlumun burnu kanamıyordu.</div> <div>İslam’ın izzeti, merhameti, dirayeti vardı.</div> <div>Ta ki 1923’e kadar…</div> <div>Ta ki Osmanlı’yı içten çürüten zihniyet, Batı’nın parlatıp sahaya sürdüğü muhalefet eliyle İslam’ın kalesini yıkana kadar!</div> <div>Bugün Gazze’de akan kanın, Sudan’da süren vahşetin, Arakan’daki sessiz çığlıkların sebebi sadece dış düşman değil…</div> <div>Asıl sebep; ümmetin dağınıklığı, kardeşliğin unutuluşu, Çanakkale ruhunun terk edilişidir!</div> <div>O ruh var ya, o ruh…</div> <div>Bir zamanlar Çanakkale’de Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle omuz omuza savaştı.</div> <div>Birinin eli tüfekteydi, diğeri cebindeki son kuruşunu cepheye gönderiyordu.</div> <div>Hatta kimi kefen parasını gönderdi,</div> <div>“Yeter ki İslam’ın bayrağı yere düşmesin!” dedi.</div> <div>Ama bugün?</div> <div>Bugün aynı coğrafyanın insanları birbirini boğazlıyor, birbirinin kanını akıtıyor.</div> <div>Emperyalistlerin planları tıkır tıkır işliyor, ümmetin evlatları birbirine düşürülüyor.</div> <div>Peki biz ne yapıyoruz?</div> <div>Ekran başında kanlı görüntüleri izliyor, üç saniye üzülüp sonra diziye dönüyoruz.</div> <div>Kalplerimiz dondu, vicdanlarımız sustu, ruhlarımız uyuşturuldu!</div> <div>Kürtçe bir söz var:</div> <div>“Ma edi ne bese?”</div> <div>Yani, artık yetmedi mi?</div> <div>Artık yetmedi mi ümmetin kanı, gözyaşı, açlığı, sürgünü?</div> <div>Artık yetmedi mi sessizliğimiz, suskunluğumuz, bölünmüşlüğümüz?</div> <div>Artık vakit geldi!</div> <div>Çanakkale ruhuna dönmenin, ümmet bilincini yeniden diriltmenin zamanı geldi!</div> <div>Korkunun, çıkarın, mezhebin, ırkın değil; imanın ve izzetin safında durma vakti bu!</div> <div>Gazze’de, Arakan’da, Sudan’da, Suriye’de, Irak’ta dökülen her damla kan;</div> <div>bizim suskunluğumuzun, bizim dağınıklığımızın faturasıdır.</div> <div>Yeter artık!</div> <div>Ma edi ne bese!</div>