<div>Nezaket ve İhtima kelimelerinin sözlük anlamları şöyledir: Nezaket kelimesi, ''Nazik'' kelimesinden türetilmiş olup, dilimize Farsçadan geçmiştir. Nezaket, görgü kurallarına dikkat etmek ve edepli olmak manasına gelir.</div> <div>"İhtimam" kelimesi ise, bir şeyin veya bir işin özenle, dikkatle ve titizlikle yapılması veya korunması anlamına gelir.</div> <div>Bu iki kelime insanın asaletini ortaya koyar. Zira insanın yaratılışında, nezahet, nezaket, zarafet, adalet ve merhamet gibi güzel duygular ve asil kavramlar vardır. Bu kavramlar üzerine bir hayatı inşa etmek bütün bir insanlığın yararınadır. Zira, “Nezaket, zekanın asaleti” olduğu gibi, “Kibarlık da ruhun görkemidir.” Zekanın kaynağı ise beyindir. Sevginin ve imanın membaı kalptir. Mehmet Akif, “İmandır o cevher ki, ilahı ne büyüktür! İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.” diyerek iman-kalp ilişkisini ortaya koymuştu. Buradan hareketle ve bütüncül bir yaklaşımla şunu deriz ki; Akıl, kalp ve ruhun birlikteliği ile bunların istenen gıdalarla beslenmesi ve inşası istenen insan modelini ortaya koyar. Bu model insanda nezaket ve ihtimam vardır.</div> <div>Nezaket ahlakı taklit eder ve zaman içinde ahlak da nezaketi taklit eder, bu karşılıklı taklitler zamanla tahkike inkılap eder. Zira, “Nezaket, erdemi hazırlayan bir erdemdir.”</div> <div>Kemal Sayar, “Nezaket öyle bir lisandır ki, onu sağır da duyar, öyle bir güzelliktir ki gözsüz de görür. Hayatın çemberinden geçmiş tecrübeli bir yaşlı kadar, çocukluğa henüz adım atmış biri de aynı ihsasla anlar. Kalp, hoyratlığın en görünmez olanını, en dile getirilemeyenini bile hisseder, işte bu yüzden nazik olmayan bizi kolaylıkla incitebilir. Nezaketle ihtimam o yüzden birbirini besler…</div> <div>Nezaket, kırılmış insan gönlünü sağaltan bir ecza olmakla kalmaz, sahibini serapa yücelik, görkem ve güzellikle donatır. O sebeple hiçbir zaman tesirsiz kalmaz.” diyerek nezaket ile ihtimam arasındaki o güçlü ilişki ve sarsılmaz bağa dikkat çekmiştir.</div> <div>Nezaketin toplumsal bir erdem olduğu aşikardır. Nezaketle adalet el ele verip toplumu dizayn edince, kuşkusuz erdemli bir toplum oluşur. Toplumsal erdem oluşunca, toplumdaki fertler de erdemli bireyler olarak yerlerini alırlar. Erdemliler topluluğunda nezaket ve ihtimam başrolde olur. Zira bunların temel fonksiyonu Islah edicilerdir. Islahın olmadığı</div> <div>yerde “İfsat” vardır. İfsat; Fesadın, kaosun, kargaşanın kaynağıdır. Böyle bir toplumsal katmanda, Nezaket ve ihtimamdan söz edilemez.</div> <div>“Kuşkusuz iyiliğin coğrafyası yoktur ve iyi insanlar her yerdedir. Kötülük de fırsatını bulduğu her yerde başını kaldırır.” Zira, tabiat boşluk kaldırmaz.</div> <div>Nezaket ve ihtimamla yola çıkan iyiler; aktif, etkin ve etken olurlarsa, kötülere yer kalmaz ve insanlık rahat nefes alır. Günümüz dünyasında “Küresel iyilikle” yola revan olalım ki, “Küresel kötülüğe” yer kalmasın. İnsanlığın bozulmamış vicdanları, Küresel iyilikten yana olduğu açıktır.</div> <div>Her türlü iyilik ve nazik davranış hem sahibini hem de birlikte yürüdüğü dostlarını, arkadaşlarını kanatlandırır. Bizi kanatlandıracak, katma değer katacak dostlara çokça ihtiyaç vardır.</div>