ÜÇ BEYAZDAN UZAK DURMAK NE KADAR GERÇEKÇİ?

Sağlıklı beslenme denince herkesin aklına aynı uyarı geliyor: “Üç beyazdan uzak dur.” Yani şeker, tuz ve un. Bu uyarı toplumda iyice yerleşti ama işin mutfağına bakınca durum o kadar siyah beyaz değil. Diyetisyen Nezan Hoşer, bu üçlünün tamamen yasaklanması gereken düşmanlar olmadığını, bilinçli tüketilmesi gereken temel gıdalar olduğunu söylüyor.

ŞEKER: TAMAMEN BIRAKILIR MI?

Rafine şekerin fazla tüketimi bağımlılık yaratıyor, bunu biliyoruz. Ama meyve ve süt gibi doğal şeker kaynakları vücudun enerji ihtiyacını karşılayan önemli besinler. Uzmanlara göre ideal olan, rafine şekeri azaltıp doğal şekeri ölçülü almak.

TUZ: GEREKLİ AMA DİKKATLİ OLMALI

Tuz vücut için zorunlu bir mineral. Fakat fazla tüketildiğinde hipertansiyon ve böbrek sorunlarına yol açıyor. Öte yandan tuzu tamamen sıfırlamak da gerçekçi değil. Çözüm belli: Gizli tuz barındıran işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve doğal tuzu kararında kullanmak.

UN: HEPSİ AYNI DEĞİL

Beyaz un kan şekerini hızlı yükseltiyor ama tam buğday, karabuğday, yulaf gibi alternatifler hem tokluk sağlıyor hem de lif desteği veriyor. Bu yüzden uzmanların önerisi açık: “Unu kesmek yerine, hangi unu ne kadar tükettiğini bil.”

GERÇEKÇİ OLAN YASAK DEĞİL, DENGE

“Üç beyazdan uzak dur” uyarısı niyet olarak doğru görünse de, tamamen sıfıra indirilmiş bir şeker-tuz-un düzeni çoğu kişi için sürdürülebilir değil. Diyetisyen Hoşer’e göre sağlıklı yaşam, sert yasaklardan çok bilinçli tercihlere dayanıyor.

YASAKLAMAK YERİNE DOĞRU SEÇMEK

Rafine şekeri doğal tatlarla değiştirmek, tuzu ölçülü kullanmak, beyaz un yerine tam tahıllara yönelmek, hem fiziksel hem ruhsal açıdan daha dengeli bir yaşam sunuyor.

Gerçek denge, tabağını düşman ilan etmekte değil, tanımakta yatıyor.