?>

SAHTE DİPLOMA FURYASI AHLAK ÇÖKÜNTÜSÜ MÜ?

Ebubekir Doğan

1 gün önce

Değeri Okurlar son zamanlarda Türkiye de bir diploma furyasıdır gidiyor hiç sormayın…
 Türkiye Şartlarında bir insan üniversite diploması almak için çocuk yaştan  itibaren, ana okuluna başladığı günden başlayarak, ailesi ile birlikte hep beraber çocuğun eğitimine odaklanarak bir üniversite diploması almak için verdiği mücadele  bir ömrün yarısını alıyor.
Kişi ailenin tüm fertleri ile birlikte diplomayı elde etmek için bin bir emek sarf ederek, uzun süren bir  zaman diliminde, zorlukla ve  yoksullukta, kimi zaman sefalet  ile geçen uzun bir süreç sonucunda diplomayı alıp iş buluncaya kadar tabiri caizse öbür dünyayı görüyor.
Diplomayı aldıktan sonrada bu sefer iş bulmak için hayatının telaşı diyebileceğimiz bir mücadeleye girer ve sonunda ya bir iş bulur ya bulamaz.
Buraya kadar bir insanın eğitim alması, başarısına göre kazanacağı okulu,  kazandığı okulu, üniversiteyi bitirip hakkı ile mezun olup meslek sahibi olması, hak ettiği kariyere sahip olması, başarılarını devam  ettirmesi helal yoldan kazandığını ailesine çocuklarına yedirmesi son derce doğal bir durumdur.
İlkeli olmak, doğru ahlak sahibi olmak, dürüst olmak, bireyin kendisine saygılı olması olağan şartlarda olması gereken bir durumdur.
Değerli okurlar son dönemlerde soysal medyada dolaşan haberler baktığımızda, eğer bu haberler doğru ise  eğitimin olağan akışının, bazı kesimler için hiçte yukarıda anlatıldığı şekilde olmadığı görülüyor.
Birkaç yıl öncesinden yine sosyal medyada, bazı yayın organlarında üniversite sorularının çalındığını, LGS sorularının çalındığını, diğer bazı sınavların  sorularının çalındığını, bazı üniversite adaylarına  kopya sağlandığını duyuyorduk.
Yine sosyal medyada bu konu  ile alakalı olarak haberler çokça dolaştı okuduk, bu konularda ciddi bir haksızlığın yapıldığı hep duyduk ve his ettik. Bazıları soruları çalıyor, haksız yere hak etmediği iyi okullara gidiyor sonrasında mezun olup, başımıza büyük projelere imza atan, mühendis, avukat doktor yada herhangi bir yetkili  olarak çıkıyorlar.
Diğer yandan  bin bir türlü zorluklar ile büyük emekler sarf ederek para kazanan ve kazandığı parayı kılı kır yararak okuttuğu çocuğuna para yetiştirmeye çalışanların çocuklarının eğitimini tamamlatmak için elli takla atan aileler ve çocuklar …
Ama anlatılanlar, çizilen ve  yazılanlara bakıldığında bazıları ne yaptı?
Bazıları da babasını nüfuzunu kullanarak,  referanslarını kullanarak belki soru çalarak, belki kanun boşluğundan yararlanarak, beklide yetkililerinde yardımı ile yol bularak bedavadan üniversiteye girdiler, hak etmedikleri halde diploma aldılar.
İddia edildiği kadarı  ile  yıllardır sorular çalındı, kopya verildi, ama çalınan sorulara rağmen, verilen kopyalara rağmen başarılı olamayan bu şahıslar soru ve cevapları da akıllarında tutamayacakları kadar beceriksizlermiş ki  en kısa yol olan doğrudan, yani hiçbir şekilde başaramayanlara  haksız hukuksuz  bir şekilde diploma sahibi oldular.
 
Bunu uluslar arası boyutu ile bir  an düşündüğümüz zaman ise; biz çıkıp diyoruz ki AB bizi niye kapıda bekletiyor,  uluslar arası alanda neden itibarımız zayıflıyor, uluslara arası bilimsel yarışmalarda neden geriliyoruz, kim bilir belki o yarışmalara gidenlerde hak etmedikleri halde referanslar kullanarak gitmiştir, eğer  diploma iddiaları doğru ise ve çalınan sorular ile ilgili söylenenler doğru ise kimse bize güvenmez, kendi ülkesinde kendi devletine dürüst davranmayana başka ülkeler neden güvensin değerli okurlar.
Değerli okurlar özet olarak; Aslında bunların neticesi  ahlak çöküntüsünün dibe vurulmuş halidir.
Ahlaksız toplumun vicdanı olmaz, merhameti olmaz, utanması olmaz, ahlakı çökmüş toplumlar her türlü  yobazlığı, her türlü yalanı, her türlü haramı mübah görürler, çalmaktan çekinmezler, dolandırıcılıktan imtina etmez, Sahtekarlıktan dolayı utanmazlar…
Ahlak çöküntüsünü yaşayan bir toplumun toparlanması, toplumun kendine gelmesi, nesillerin atatılmasını beklemek zorundadır, ahlaksızlık topluma sirayet emişse ya çok sert tedbirler alınıp önlenecek, yada nesillerin eğitilmesi gerekecek. Ahlak çöküntüsü yaşayan toplumların ahlaksızlığı atlatmasının başka  bir şekli olamaz, ahlak çöküntüsü olan toplumların iflah olması, doğrulması mümkün değil.
Bütün bunlar olurken sınav sorularını çalıp, soruları çocuklarına vermelerine rağmen sınavı yapamayan çocuklarına bu sefer de utanmadan  başkasının hakkına girerek sahte diploma sağladılar.
Nasıl mı  yaptılar;
Eğer yazılan ve çizilenler doğru ise depremde ölenlerin diplomalarının sicili ile çocuklarını diploma sahibi yaptılar, ne yaptılar, bin bir türlü entrikalarla çocuklarını yurt dışındaki üniversitelere savaşı fırsat bilerek  kayıt yaptırarak, Türkiye ye naklettiler ve sahte diploma sahibi yaptılar, yani büyük afetleri, Dünyadaki savaşları fırsat bildiler, ölen insanların cesedi üzerinden fırsatlar yarattılar,  insanların canı yanarken kendileri, kedilerine fırsata çevirip çocuklarına sahte yollardan diploma sağladılar.
Acaba bizi yargılayan yargı makamındakilerin, bizi savunan avukatların,  Acaba bizi tedavi eden doktorlarında diplomaları da böylemi alınmış. Acaba binamızı yapan mühendisinde  diploması da bu yolarla mı alınmış diye düşünmekten  kendini alamıyor insan.
Evet değerli okurlar maalesef yukarıda açıklama yaptığımız konular çok vahim ve bir devlet içinde olmaması gereken şeyler, çünkü bu durum tamamen bizi, ülkeyi  ve devleti doğrudan ilgilendiren durumlardır.
Umuyoruz ki bu yazılan ve çizilenlerin tamamı yalandır, umuyoruz ki  birileri çıkar bunların hepsinin yalan olduğunu söyler ve bizde  daha rahat bir nefes alırız..
Toplum olarak, ahlak sahibi, mücadele eden, bedava yaşamayı ilke edinmemiş, iyi ahlak sahibi, dürüst kendini sorgulayabilen, başkasının emeğine saygı duyan, topluma, devlete, ülkeye saygısı olan, utanma duygusu olan topluma yararlı bireyler yetiştirmekle toplumların ahlak çöküntüsünün önüne geçilebilir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI