<div>Günümüzde, modern yaşamlarda <strong>anı yaşama heyecanıyla, olayları kaçırmama tutkusuyla</strong> yanıp tutuşan insanoğlu çoğu zaman <strong>geçmişin pişmanlıkları ve eyvahları;</strong> <strong>geleceğin kaygı ve korkuları</strong> arasında sıkışıp kalmaktan, bunları düşünmekten ve bu duyguları yönetmeye çalışmaktan anın hazzını ve lezzetini yaşayamamakta ve beklentileri genellikle sukut-ü hayal ile sonuçlanmaktadır. Ebette pek çok duygu gibi <strong>korku ve kaygı da insani bir duygudur. </strong>Bu bağlamda optimal düzeyde bir kaygı kişiyi harekete geçirir, gündelik yaşamda motivasyonunu diri tutar, kısacası birey için yakıt görevi görür. Ruh sağlığının ne denli kıymetli olduğunun anlaşıldığı bu günlerde, korku ve kaygı seviyesinin yüksekliği kişide kaygı bozukluğu meydana getirmekte, olayları ya da durumları gerçeklik zemininden uzaklaştırarak facialaştırma eğilimine sürüklediği görülmektedir.</div> <div>Kaygılar ve korkular, insan deneyiminin doğal bir parçasıdır; ancak <strong>aşırıya kaçtıklarında, mutluluğumuzun önünde ciddi engeller oluşturabilirler.</strong> Bu iki duygu, yaşamımızı kısıtlayarak, potansiyelimizi gerçekleştirmemizi engelleyerek ve içsel huzurumuzu bozarak, mutluluğumuza adeta gölge düşürmektedirler. Korkular genellikle somut olan tehdide karşı gösterilen bir tepki iken, kaygılar ise daha çok belirsiz, geleceğe yönelik, kişinin iç dünyasında oluşan bir <strong>huzursuzluk ve endişe hali</strong> olarak tanımlanabilir. Bahsettiğim gibi bu duygular hemen hemen her insanda bulunur ancak ruh sağlığı anlamında patolojik olan kısmı <strong>sıklığı, süresi ve yoğunluğudur</strong>. Her iki duygu da kişideki stresi tetikleyebilir, yaşamdan alacağı maksimum doyumu engelleyebilir. <strong>Peki; kaygılar ve korkular kişinin yaşamını nasıl etkiler, maddeler halinde bunlardan bahsedelim:</strong></div> <strong>Sürekli Endişe Hali:</strong> Her an kötü bir şey olacak hissiyatı kişiyi gündelik hayattan koparır. <strong>Gerginlik ve Öfke:</strong> İfade edilemeyen duygular ve düşünceler kişinin dünyasında gerginlik meydana getirir. <strong>Sosyal İzolasyon:</strong> Yoğun korku ve kaygı dolayısıyla insanlarla iletişimden ve etkileşimden kaçınma, kendi kabuğuna çekilme halidir. <strong>Yetersizlik Hissi:</strong> Hata yapma korkusu, başkası tarafından eleştirilme endişesi sebebiyle harekete geçememe, yetersizlik ve değersizlik hisse oluşabilir. <strong>Geçmişe Takılıp Kalma:</strong> Sürekli keşkeler, eyvahlar ve pişmanlıkları düşünmekten ve bunlara yoğunlaşmaktan kişi bu günü yaşayamaz ve gerilim seviyesi daha da artar. <strong>Değişime Karşı Direnç:</strong> Yoğun kaygılı ve korkulu bireyler değişime karşı aşırı derecede direnç sergilerler. Mevcut durumu kaybetmekten korktukları için risk almak istemezler. <strong>Dışlanmaya Maruz Kalma:</strong> Bu kişiler sürekli endişeli ve kaygılı oldukları için bulundukları ortamın enerjisini aldıkları için çoğu zaman gruptan dışlanırlar ve yalnızlığa mahkûm olurlar. Unutulmamalıdır ki seçilmiş yalnızlık insanı oldunlaştırırken, itilmiş yalnızlık insanı çürütmektedir. <div><strong> </strong></div> <div><strong> </strong></div>