<div> Günümüz dünyasında hızlı ve tempolu akıp giden gündelik zaman içersinde insanoğlu kendisini her şeye yetişmek zorundaymış gibi hissedebilir. Sürekli planlar ve aksiyonların olduğu bu koşturmaca döngüsünde durağanlığa asla ama asla tahammül edemiyor. Bu yoğunluk içerisinde insanlar <strong>ne kendini dinlemeye ne de çoğu zaman durup düşünmeye vakit bile bulamıyor maalesef.</strong> Bununla birlikte ihmal edilen, görmezden gelinen esas önemli nokta ise <strong>çocukla kaliteli zaman geçirme ve çocuğa hayat yolculuğunda rehberlik etme görevidir.</strong> Maddi anlamada hiçbir eksiği olmadan büyütülmeye çalışılan çocuğun, çoğu zaman duygusal ihtiyaçları görmezden geliniyor, gönül dünyasına dokunulmuyor ya da doğru yöntem ve teknikler bilinmediği için uygulama noktasında problemler yaşanıyor.</div> <div> Çocuğuyla oyun oynamaya bile vakti olmayan, çocuğun gelişimi için son derece önemli olan oyun oynamayı gereksiz gören ve saçma bulan bir ebeveyn çocuğunun çocuk olduğunu unutup, onun duygu ve düşünceleri önemsemeden ebeveynlik yapmaya çalışmaktadır. Bu durum akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. <strong>Unutulmamalıdır ki ebeveynleriyle uyum sağlayamayan çocuk, duygusal olarak doyum sağlayamaz.</strong></div> <div> Çocukluk, sadece fiziksel bir büyüme dönemi olarak değerlendirilmemeli, aynı zamanda çocukta <strong>psikolojik temellerin atıldığı</strong> kritik bir süreçtir. Çocuğun doğasındaki en temel ihtiyaçlar, <strong>güvenli bağlanma</strong><strong>, sevgi, ilgi, şefkat ve koşulsuz kabuldür</strong>. Anne-babasının ya da kendisine bakım veren kişinin sürekli meşgul ve kendisini önemsemez tavırlar takındığını fark eden çocuk tam manasıyla <strong>güvenli bağlanma</strong> gerçekleştiremeyecek, anlaşılmadığını hissettiğinde ise artık duygu ve düşüncelerini paylaşmak noktasında adım atmayacaktır. <strong>Çünkü ebeveynlerinden sağlıklı ve dengeli şekilde beslenemeyen çocuk, çevresine huzurla seslenemez</strong>.</div> <div> Pek çok ebeveyn kendini <strong>hayata yetişme</strong> telaşının tam ortasında bulur: Kariyer hedefleri, sosyal beklentiler, ekonomik mücadeleler ve bitmek bilmeyen kişisel gelişim baskısı... Bu koşuşturmaca içinde, farkında olmadan yaşamın en değerli ve en çok dikkat gerektiren sorumluluğu olan <strong>çocuk yetiştirme</strong> göz ardı edilebiliyor. Hâlbuki ebeveynler, tüm bu yoğun çalışmaları çocuğuna daha iyi bir gelecek sunmak için yaptığını, her türlü zorluğa ve zahmete çocuğu için katlandığını söylerken <strong>yanı başındaki çocuğunu duygusal manada ihmal edebildiğini</strong> maalesef gözden kaçırmaktadır. Çocuğun sağlıklı ve dengeli gelişimi için özellikle küçük yaşlarda ebeveyn desteği, <strong>çocukla gönül bağı kurulması</strong> ve anne-babanın rehberliği çok önemli yer tutmaktadır.</div> <div> Birlikte geçirilemeyen o kıymetli zamanlarda, çocuğa o yaş döneminde verilmesi gereken bilgi ve donanımlar önemsenmeyip verilmediğinde çocuk pek çok noktada eksik kalabilmekte ve o günlere dair iyi anılar biriktirememektedir. <strong>Zaman insanları sevdiklerinden ayırmadan, insanlar sevdiklerine zaman ayırmalıdırlar.</strong> Çünkü her şey vaktinde güzel ve vaktinde daha anlamlıdır. Çoğu zaman ebeveynler olması gereken zamanda gösteremedikleri hassasiyetleri ve özeni daha ileriki zamanlarda <strong>tavizkar tutumlar sergileyerek vicdanlarını hafifletmeye çalışmaktadırlar.</strong> Bu durum çok sağlıklı bir tutum değildir.</div> <div> Gündelik hayatında sürekli telaş ve kaygı halinde olan ebeveynler, çocuklarına ayırdıkları kısıtlı zamanlarda da onları sadece <strong>eğitmek ve yönetmek</strong> üzerinde dururlar. <strong>Kaliteli zaman geçirme, duyguları ve düşünceleri önemseme, hisleri duyumsama, göz göze temas etme ve bunu kalpte hissetme gibi süreçler maalesef olamamaktadır</strong>. Bu da birlikte geçirilen zamanın hem niceliğini hem de niteliğini değersiz kılmaktadır.</div> <div> Sürekli ihmal edilen, yeterince önemsenmeyen ve işler yolundayken görmezden gelinen çocuk, ebeveynlerinin dikkatini çekmek ve kendini göstermek için olumsuz ve kuraldışı davranışlara, yaramazlıklara başvurabilir. Buradaki çocuğun amacı ebeveynleri bu telaşlı ve koşturmacalı dünyadan koparıp, biraz olsun sakinliğe ve dinginliğe davet etmektir. <strong>Kısacası herkesin birbirine zaman ayırabilmesi için durup düşünmelerini sağlamak, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu onlara gösterebilmektir</strong>.</div> <div><strong> Çocuğun duygularını isimlendirmeyi, anlamayı, anlaşılmayı ve yönetmeyi öğrendiği yer, ebeveynin rehberliğidir</strong>. İhmal edilen çocuk, bu duygu zenginliğinden mahrum kalır, duygularını ve düşünceleri yönetme zorlanır Çocuk, duygusal olarak yalnız kaldığında, anlaşamadığını hissettiğinde; üzüntü, öfke veya kaygıyı uygunsuz ve sağlıksız yollarla <strong>(hırçınlık, sürekli gerginlik, aşırı yemek yeme, içe kapanma)</strong> gibi yöntemlerle ifade etmeye etmeye çalışabilir.</div> <div><strong> </strong></div>